«

»

Kas 13

“Aldığımız Fiyata”

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu sözü duymuşsunuzdur. Filistin toprakları için İsrail Oğullarından Dr Teodor Herlz’e Sultan Abdulhamit Han’ın söylediği sözler olarak kabul edildiğigibi Girit, Rodos ve Kıbrıs adaları için de söylendiği rivayet edilmektedir. Hepsinde de verilmek istenen fikir aynıdır. Maksat hasıl olmuştur.
 
1866 Mayıs’ında Girit Rumları (Avrupalılarında teşvikiyle) toplanıp padişah’a bir dilekçe gönderirler. Avrupalı Devletlerin garanti etmiş olduğu ıslahatların yapılmasını isterler. Bab-ı Ali yumuşak davranır; ancak önceden kararlı olan Rumlar Ağustos ayında isyan ederler ve Osmanlı hâkimiyetini tanımadıklarını, Yunanistan’a bağlanmak istediklerini ilan ederler.
Girit’te Hıristiyan ahali dağlara, Müslüman ahali kalelere çekilmeye başlar. Fransa ve Rusya isyanı desteklemekte, İngiltere uygun bulmamaktadır.
Fransa Girit’in artık kangren olduğunu ve kesilip atılmasını, yani Yunanistan’a bırakılmasını ısrarla istemektedir. Keçecizade Fuat Paşa ise, sivilce olduğunu söyler; “Bununla beraber sizde pekala bilirsiniz ki, Girit başımızdır. Baş, hiçbir vakit kesilmez. Başımızı kurtarmak için icabettiği vakit bütün vücudumuzu feda etmek hem hakkımız, hem de vazifemizdir. Biz hak ve vazifemize istimad eden encamı ne olursa olsun her fedakârlığı göze aldırmaya mecburuz”… Sultan Aziz de, Girit’ten vazgeçmeyeceğini; bunun için bir Navarin olması gerektiğini söyler. Avrupa seyahatinde Paris’te Fransız İmparatoru ile görüşürken şöyle der; Girit toprağı Osmanlının kanı ile yoğrulmuştur… Düvel-i Muazzama istifak ederek Yunanistan’a terkini notalarla teklif etseler bile teklifatı meyhumeyi ret ve askerimin son neferine varıncaya kadar cezireye sevk eder ve donanmamdan bir sandal kalıncaya kadar sebat eder ve çaresiz kalınır ise Girit’i o zaman terk ederim.” Bu kararlı tutum müdahaleci Avrupa devletlerini biraz geriletir.
Ömer Paşa Girit’e gönderilir. Asilere büyük darbeler vurur, fakat sonuç alınamaz. 1867’de Sadrazam Ali Paşa bizzat Girit’e gitmeye karar verir. Ali Paşa’da Girit’te kesin netice alamamakla beraber eşkıyanın belini kırar, eşkıyanın ümidi kalmaz. Ali Paşa 1868’de Dersaadet’e döner. Yunanistan’a tahrik ve teşviklerinden ötürü bir kesin uyarı verir. Sekiz gün tanır ve peşinden, Osmanlı donanması Girit’e gidecek yardımları önlemek üzere Yunan sahillerini abluka eder. Eşkıya durumun kötüye gittiğini görünce bir kısmı adadan kaçar. Diğerleri Sultan Aziz’in çıkaracağı affın şümulüne alınır, isyan filen biter. Ancak Girit Osmanlı’ya pahalıya mal olmuştur. Yabancı müdahalelerden ve Devlet-i Aliyye’nin zafiyetlerinden çekinilmektedir. Ve yabancı bir sefirin ALİ Paşa’ya “Bu yeri terk etmeniz gerekse kaça verirsiniz?” diye sorulduğunda, “Aldığımız fiyata!” cevabını vermiştir. Girit’in pahası pek ağırdır.
 
*Büyük Türk Klasikleri Ansiklopedisi