«

»

Ara 08

Limoncu

Limoncu

Adamın biri “taşı toprağı altın” diyerek İstanbul’a göçer. Cebinde kalan son parayla bir sandık limon alır. İstanbul sokaklarında başlar bağırmaya; “Çaya çorbaya, sulu bunlar” yanına gelenler limonu yoklayıp uzaklaşır. Sıcak bir gündür. Hem acıkmış hem susamıştır, hem oruçtur.

İçinden duaya başlar, “bari bir tane satsam da su ve ekmek alsam” diye düşünür. Yaz günü, güneş beynine iyice geçmiştir. Dudakları bile çatlamaya başlamıştır. Yanına biri yaklaşınca yeniden ümitlenir. Adam limonlardan birini eline alıp yoklar. “Erkek bunlar” der ve bırakır. Arkasını döner dönmez Limoncu onun gırtlağına yapışır. Bir yandan da bağırmaya başlar, “Ulan sıkacan mı, yoksa yatacan mı?”