«

»

Ağu 15

TÜRK’ÜN OCAĞI

TÜRK’ÜN OCAĞI

Milliyetçiliğin kayıp ruhu

Kültür, çoğumuz için, önünde sonunda yaşadığımızdır.  Milliyetçi, milletin bütün fertlerinin görüşlerini benimsemese de kendisinden kabul eden kimseye denir. Tarihimiz bütünüyle nasıl bizimse, dinlisi-dinsizi, iyisi-kötüsü, bileni- bilmeyeni, kabul edeni-inkârcısıyla yaşayanlar da bizimdir. Millet gerçeğine, dolayısıyla tarihe, bugüne ve geleceğe bizim gibi bakmayanlarla çeşitli derecelerde ayrılıklarımız olur. Farklılıkları kavga konusu edenlerimiz de vardır. Elbette bu şerefli milletin mensubu olmanın yüksek şuuruyla hareket edilmesini bekler, ister ve bunun için çalışırız.

Yaşadığımız yaygın bir durum var ki çok tehlikeli ve milliyetçiliğin ruhuna da ters görünüyor. Yanınıza yörenize bakın, şahıslar, dernekler, partiler, gruplar… Herkes diğerlerini suçlamak ve dışlamakla meşgul. Herkes birbirini kötülüyor. Dış güçler meselesi gibi bu da kendi suçunu başkasına atma psikolojisini gösteriyor. Yarattığı hastalıklı ruh hali toplumu zehirliyor. Gardını almış, nereden yumruk geleceğini bekleyen mutsuz yüzlerle çevriliyiz. Dışlama ve ötekileştirme furyasında yapıcılığı unuttuk. Yaptığımızı yıkıyoruz. Olumsuz bakış her davranışımıza ve hayata bakışımıza hâkim hale geldi. Buradan yapıcı-oldurucu bir fikir de, irade de çıkmaz.

Hemen itiraz etmeyin, düşünün! Biz bunu yaşadık, yaşıyoruz. Türkiye’de kimlik tartışması varsa bizim biz olmayışımızdandır. Dünya Tarihi’nin Türksüz yazılamayacağı açık gerçeklikse, kimliğinden şüphe ettiren bir Türk ve Türkiye nasıl olabiliyor? Böyle bir durumun eşi benzeri var mıdır bilmiyorum.

Devlete Türk egemenliğini tartıştıran bir idare anlayışı hâkimdir. Çevremizde olan bitenler de açıktır. Dolayısıyla, çağımızın şartlarına göre kuvvetle Türklük edilecek zamandır. Ölçü bellidir: Türk Ocağı herkesi Türklük etmeye davet eder. Etmeyenleri dışlamaz ama karşı hareketlere karşı tetiktedir. Türklüğün aleyhinde tavır alışlara göğüs gerecek ilk ocak Türk Ocakları‘dır. Açık söyleyeyim, bu özden uzağa düşmüş görünüyoruz.

Örnek çok: Biz bu memlekette “Biz milliyetçiliği ayaklar altına aldık” dendiğinde kıyamet koparmayan milliyetçileriz. Türk yurdunda, “Kimse bana Türklükle gelmesin!” dendiğinde de ağzımızı açmadık. Ağız dolusu “Burada 37 etnik grup var” diye bağırılırken, “Türk de onlardan biridir” denirken, egemenlik hakkımıza karşı çıkılırken gerekenleri yapmadık. Dünya yeniden kurulurken ortaya çıkan büyük Türk gücünü donatacak akıl gücünü gösteremedik. Meseleler böyle sıra sıradır. Kişilerin kendi durumlarını gözeten darlığın bizi boğduğu yerdeyiz.

 

Alıntı