«

»

Oca 20

TARİHİ, YAŞANILAN TARİHLE BİLMEK DURUMUNDAYIZ (K.Ş)

TARİHİ, YAŞANILAN TARİHLE BİLMEK DURUMUNDAYIZ(K.Ş)

Biz şimdi, “Osmanlı padişahlarının astığı astık, kestiği kestik” diyen cahiller ordusuyla karşı karşıyayız. Tunç Soyer gibiler bu ilkel yargıyı doğru zannediyor. İsmail Kahraman gibiler de tersine ve kutsayarak inanıyor. İki uçtakilerin hiç farkları yok. İki taraf da hakikate ve tarihe uzak. Bilmek de, başka söz duymak da istemiyorlar. Yobazlığı, iletişim çağında en ilkel şekilde yaşatıyorlar. Dolayısıyla bugünü değerlendirirken de ayakları yere basmıyor, düşünceleri, daha doğrusu kurguları dünyanın gidişine uymuyor.

Hâlbuki tarihe baktığınızda, devlet hayatına girdiğinizde muazzam bir düzenin işlediği görülür. Türk ülkelerindeki, devrine göre birçok bakımdan en iyi devlet teşkilatıdır. Öyle olduğu için dünyaya hâkim olmuşuzdur. Tarihimizde, şimdi Türkiye’de yaşandığı gibi iki dudağın arasından çıkan ölçülü-ölçüsüz emirler söz konusu değildir. Öyle yapanlar çıkar, fakat çok ayıplanır, horlanırlar. Halk, hak gözetmeyeni affetmez. Herkesin kanunlar ve kurallarla, gelenek-göreneklerle düzenlenmiş bir hareket alanı vardır. O alanı padişah bile aş(a)maz. Aştığı veya uymadığı, kuralları yanlış uyguladığı zaman halkın tepkisi hemen netleşir.

Derece derece halka yayılan bir anlayıştan, bir yaşama kültürü ve üslubundan bahsediyoruz. Bunları mekteplerimizde okutmadık, öğretmedik. Onun için çocuklarımız tarihleriyle övünemiyorlar. Asırlarca dünyaya hükmettiğimizi bilmeden liseyi bitirmiş nesillerimiz var. Nasıl hükmettiğimizi bilen zaten azdan az.

Türk’ün olağanüstü yaratıcılığı

Evet, bu hâkimiyet, yaratıcılık isteyen bir iştir. Türk’ün teşkilatçılığıyla bütünleşen yapıcı-yaratıcılığı zirveleşmiş bir özelliğiydi. Fransa gibi estetiğin merkezine dönüşmüş bir ülkede 18. yüzyılda bir asır sürecek Türk modası(Turquerie) ilan ettiren bu yaratıcılığımızdır. Günlük yaşayışta, ev eşyalarında, yeme içme alışkanlıklarında, müzikte, resimde, mimaride, heykelde, hayatın hemen her alanında etkisini gösteren bu akım dalga dalga her kesimi etkilemiştir. Egzotik dedikleri bilinmeyen değerlere ve güzelliklere doğru akan bir sevgi seli bütün Avrupa’yı sarmıştır. Türk’ün yaratıcılığına olan hayranlığı hiç olmazsa Batı’dan okuyarak bilmek lazım.

O zirveden düştüğümüz için eziklik duyuyoruz. İç dünyamızda, alt bilincimizde bu düşkünlüğü kabul etmeyen büyüklük dipdiri duruyor. Ne çare, önümüzü kesen bir cehalet var ki ona mahkûmuz. Adını doğru koyalım: Kurtulacağımız o cehaletin beslediği aşağılık duygusudur. Bunun yolunu büyük Atatürk bulmuş ve uygulamaya koymuştu. Biz o Türk’e ve Türklüğe inancı zedeledik.

Alıntı: Yağmur Tunalı