«

»

Kas 26

“Selçuklu Devletinden Günümüze Öğretmen” (1)

osmanlida-egitim-ogretim“Selçuklu Devletinden Günümüze Öğretmen” (1)
 
Öğretmenler günü bu yıl “dershane” tartışmasının yoğunluğunda geçiyor. Eğitim ile ilgili birçok sorunumuz, öğretmenlerin gerçekleşmesini istedikleri birçok talepleri mevcuttur. Biz öğretmenler gününde tarih boyunca ecdadımızın öğretmenlere verdiği değer ve bu değer doğrultusunda toplumsal kalkınmanın gerçekleşme oranına dikkat çekmeye çalışmaktayız. Tabi ki öğretmenlerin sorunları yalnızca ekonomik değildir.
Herhangi bir eğitim sisteminin çeşitli kademelerinde verilen eğitimin niteliği birçok etkene bağlıdır. Bunlar; öğretmenlerin nitelikleri, yetişmeleri, mevzuat düzenlemeleri, eğitimsel olanaklar, öğretmenlerin ücretleri, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri, velilerin eğitime katkıları, medyanın tesiri, öğretmen ödüllendirme ve  yer değiştirme durumları bunlardan başlıcalarıdır.. Bireyler, öncelikle fizyolojik ve biyolojik gereksinimlerini gidermek ister ki, bu durum maddi koşullar ile yakından ilişkilidir. Ancak, bu gereksinimler giderildikten sonra daha üst düzeyde beklentilere karşılık aranır. Öğretmenlerin de çalıştıkları işten doyum sağlamaları ve daha verimli olabilmeleri için maddi açıdan belli bir gelir seviyesinin üstünde olmalarıgerekir.
Tarihinde birçok devlet kurmuş Türk Milleti’nin en parlak dönemleri incelendiğinde Eğitime ve Eğitimciye verdiği öneme paralel bir gelişim gösterdiği görülür. Göktürklerde okuma oranının dönemin devletlerine göre çok yukarılarda olduğunu biliyoruz. Uygurlara ait 23 okulun kalıntıları bulunmuştur.
Selçuklu ve Osmanlı devleti dönemlerinde  öğretmenler toplumun en itibarlı, ekonomik olarak da en rahat kesimidir.   
Selçuklular döneminde medreselerde görevli çalışanların ücret yapısı aşağıdaki şekildedir;
Selçuklu Medreselerinde Aylık Ücret Yapısı ( Sivas Gök Medrese Örneği)[1]
Müderris (Medreselerde Ders Veren Öğretmen) 150 Dirhem  (Yılda 1800 Dirhem)
Muid   (Müderrislere Yardımcı olan görevliler)50 Dirhem (Yılda 600 Dirhem)
Bevvab (Gece Bekçisi) 25 Dirhem (Yılda 300 Dirhem)
Aşçı 15 Dirhem (Yılda 180 Dirhem)
Ferraş (Temizlik Görevlisi) 5 Dirhem (Yılda 60 Dirhem)
Örnekleri çoğaltmak mümkündür;
Konya Altun-Aba Medresesi:Müderris 800, muid  240, müezzin 100, Ferras 5 dirhem yıllık maaş alyordu.
Kırsehir Caca Bey Medresesi:
Bu medresede müderris 1200, muid 600, duahan  360 Ferras senelik 360  dirhem almakta idi.
Osmanlı Devleti döneminde de medreseler incelendiği zaman benzer bir tablo ile karşılaşırız. Osmanlı döneminde ilginç bir özellik ise henüz ataması yapılmamış bir mülazımın (müderris adayı) kadı’dan (bugünkü en yakın anlamı hakim) daha yüksek maaş alması ve daha öncelikli talep görmesidir. Bugün ile karşılaştırılması bile mümkün değildir.
Şöyle ki; “Medresede tahsil gören öğrencilere danişmend adı verilirdi. Danişmendler derslerini tamamladıktan sonra icazet alır, müderris veya kadı adayı olurlardı.  Bunlardan rüus imtihanına girip başarılı olanlar mülazım (Mülazım: Atanmak için sıra bekleyen müderris.) ünvanını alır ve isimleri Ruzname-i Divan-ı Hümayun’a işlenirdi. Mülazım olamayanlar kadılık yolunu seçerlerdi.”[2]
 
(Devam Edecek)
Kaynak: www.tarihgazetesi.net   Yusufhan KEPEZLİ
[1]İbrahim Balık, Anadolu Selçuklu Medreselerinin İdareci Ve Hizmetli Kadrosu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,Yıl 2001 , Cilt 3 , Sayı 2
[2]Hasan Akyol, Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim, Türk Eğitim Tarihi, Otorite Yay., s.133
[3]http://egitim.bugun.com.tr/ogretmenlerin-sinav-ucreti-isyani-haberi/197605
[4]http://kamugazetesi.com/haber/sinav-gorev-ucretine-ogretmen-isyani-12212.html
[5]http://www.turkegitimsen.org.tr/haber_goster.php?haber_id=15454