«

»

Mar 30

“Payitaht Halaskârı”

“Payitaht Halaskârı”                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

Tarih anlatıp ve edebiyat eseri verdiklerini sanan bu ahmaklar bilmiyorlar ki Atatürk, bu milletin kalbinden sökülüp atılamaz. Tarihten ise hiç bir zaman sökülüp atılamaz. Kim bilir belki de yıllar öncesinden bugünleri görmüş olmalı ki Atatürk, tarih yazıcılarını şu sözleriyle uyarmak ihtiyacı duymuştur:

“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mesuliyetli iştir. Yazan yapana sadık kalmadıkça değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtıcı bir mahiyet alır.”

* * *

Bütün dünyada sömürgeler devrinin sona erdiğini müjdeleyen dünya tarihini etkileyen Çanakkale’deki büyük Türk zaferinde Mustafa Kemal’in payını görmezden gelmek, hakikatler karşısında kör olmaya benzer. Mustafa Kemal Paşa, Anafartalar ve Arıburnu zaferleriyle, savaşın gidişatını değiştirmiştir. Devrin padişahı Sultan Reşat, bu zafer sonrasında Mustafa Kemal’i “Payitaht Halaskârı” (Başkent İstanbul’un kurtarıcısı) ilan etmiştir. Sultan Reşat tarafından hakkı teslim edilen Mustafa Kemal’i yok sayarak Çanakkale’yi anlatmaya ve yazmaya kalkmak tarihi gerçeklerin üzerini örtmeye çalışmaktır. Ama güneş balçıkla sıvanmıyor. Bu yüzden ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Mustafa Kemal Atatürk‘süz Çanakkale yazılmaz. Yazmaya kalkanlara kargalar bile güler.

Padişah’ın Çanakkale Zaferi sırasında Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’e verdiği “Payitaht Halaskârı” unvanı Kurtuluş Savaşı sonrasında da unutulmamıştır. İstanbul Belediye Mektupçusu (başkatibi) Osman Nuri Ergin, şehrin yeni harita ve planlarını hazırlarken Mustafa Kemal’in Millî Mücadele için Anadolu’ya gitmeden önce Şişli’de kaldığı evin bulunduğu caddeye, “Halaskâr Gazi Caddesi” adını vererek “Payitaht Halaskârı” unvanını yeniden gündeme taşımıştır.

Atatürk‘ü Çanakkale’de yok sayanlar bugün o caddeden geçerken belki biraz utanırlar diye bu notu da düşmüş olalım.

Kaynak.Tarihçi Muhiddin Nalbantoğlu