«

»

Kas 05

DEVLET KRİZİ

DEVLET KRİZİ

 

Demokrasilerde devlet toplumun mülkü olduğu için kutsaldır. Halk, Anayasa ve yasalar ile kurumsal devlet yapısını oluşturur. Bunun içindir ki; Devlet bir toplumun aklı ve hafızasıdır.

Otokratik ve totaliter rejimler kurumsal devlet istemez. Bu tür rejimlerde iktidarda olanlar veya diktatör varlığını sürdürmek için devlet gücünü ve imkânlarını kullanır.

Komünist sistemlerde devlet partinindir. Sovyetlerde, Stalin devlet gücünü başta Ukrayna’da Holodomor (1932-1933 arasında Ukrayna’da ve Rusya’nın Kuban bölgesinde yaklaşık olarak 8 milyon insanın öldüğü olaylar) olmak üzere milyonlarca insani öldürmek için kullandı. Hitler insanlığı devlet gücünü kullanarak katletti. Bu gün Rusya’nın Putin’i  kendi  iktidarı için, eski Sovyet ülkelerini tehdit ediyor ve Ukrayna’da da insanlık suçu işliyor.

İran’da da devlet devrim muhafızlarına emanet edilmiştir. Ekonominin yüzde 45’i dini vakıflarındır.

Bizim en fazla dikkat edeceğimiz kurumsal devleti korumak olmalıdır. Ama  uygulamada maalesef bu hassasiyet kayboldu.

  1. Bu sene Ağustos sonunda Kayseri Tomarza ilçesinde AKP Gençlik Kolları karakol bastı ve polis darp etti. Bu tür olaylar her zaman yaşanıyor. On sene önce, Üniversite sosyal tesislerinden bir toplantı vardı. Tanıdığım ve işi müteahhitlik olan bir genç, polis çakarlı arabayla gelmişti. Kim diye sordum. AKP’de Gençlik kolu başkanı dediler.

Meclis toplantısı için Sabiha Gökçen hava alanında sık karşılaştığım bir durum vardı. Ankara’ya giderken başbakan olduğunda milletvekillerine VİP’ten giremezsiniz, başbakan var derlerdi. Sonra başbakanın salonu ve tuvaleti ayrıldı.

Cumhurbaşkanı Üniversitelere rektörleri liyakata göre değil, AKP’ye ve kendi anlayışına yakın olanları atıyor. Bir rektör atamak için 3 yıl şartını kararname ile geçici olarak kaldırdı, aynı şartı tekrar getirdi.

  1. Yasalara göre çakarlı arabayı polis kullanır. Ama bakanlar, rektörler, AKP milletvekilleri ve AKP örgüt üyeleri çakarlı araba kullanıyor. Bu tür yanlışlar yalnızca Kabile devletlerinde yaşanır.
  2. Seçimlerde Cumhurbaşkanı devlet imkânlarını istediği gibi kullanabiliyor. Diğer partiler açısından antidemokratik oluyor ve  haksız rekabet oluşuyor. Aynı zamanda hükümet üyeleri ve Cumhurbaşkanı konvoyları toplumu huzursuz ediyor. Üstelik tüm arabalar devlet imkânlarıyla alınmış ve ithal lüks arabalardır. Siyasi iktidar konvoylara karşı oluşan toplumsal tepkiyi neden göremiyor?
  3. Almanya’da devlet vatandaş desteği ile objektif kriterlere göre vatandaşa maaş ödeme kararı aldı. Türkiye’de ta baştan beri AKP bütçeden halka yardımve II başlığı altında halka para dağıtıyor. Ama hangi kriterlere göre olduğunu ve bütçe tekniği değiştiği için detayını bilmiyoruz.
  4. Yıllarca devlet imkânları FETÖ tarikatına verildi. Arkasından o zaman Başbakan olan Erdoğan, ”ne istediniz de vermedik?” dedi. Bu günde basında hangi bakanlıkta hangi tarikatın etkili olduğu yazılıyor. Bu demek ki siyasi İktidar devlet imkanlarını kendi lehine istediği gibi kullanabiliyor.
  5. Kamu personeli alımında, hükümetler istediklerini önce diyanet işleri başkanlığına sınavsız alıp orda bakanlıklara dağıttı. Yetmedi, mülakat sitemi getirdiler ve istediklerini aldılar. Liyakata dayalı kurumsal devlet kalmadı.
  6. Demokrasilerde devlet yönetimi halk tarafından geçici olarak seçilen iktidarlara verilmiştir. Tarihte ve bu gün  hiçbir iktidar ülke nüfusunun yüzde onu kadar mülteci olup olmadığı tartışmalı olan bir nüfusa devlet imkânlarını tahsis etmemiştir. Tek başına bu örnek iktidarın devleti kendi malı gibi gördüğünün bir göstergesidir.
  7. Çete iddiaları, çete mensupları ile hükümetin ve destekçilerinin diyaloğu, devletin nasıl kullanıldığına dair toplumu rahatsız eden şaibeler oluşmasına neden oldu. Toplumun devlete güveni kayboldu.

Siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamak istiyorsak, önce devleti denetime açık, liyakat esaslı, tarafsız ve kurumsal devlet haline getirmek zorundayız.

 

Alıntı