«

»

Ağu 23

BİLGE KAĞAN, KÜLTİGİN VE TONYUKUK ANITLARINDA TÜRKLERİN İLK ANAYASASI

BİLGE KAĞAN, KÜLTİGİN VE TONYUKUK ANITLARINDA TÜRKLERİN İLK ANAYASASI

Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk adlı 3 yazıttan oluşan Orhun Kitabelerinde yer alan ve geçmişten söylenegelen Türk töresi, geçmişe ışık tuttuğu kadar geleceğe de yol gösterici oluyor.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Bilge Kağan hakkında, ‘Söyleyin bana, VII. yüzyılda dünyanın neresinde hangi hükümdar devlet idaresi ve halk sevgisi anlayışını bizim Bilge Kağanımız veya Kül-Tekinimiz gibi güzel ve akıcı bir dille ifade edebilirdi?’ sözlerini kullanır.

Bilindiği üzere İslamiyet öncesi Türk topluluklarının devlet düzeni, hukuk sistemi ve kültür değerleri töreye dayanmaktaydı. Töre hukuku daha çok sözlü kültür üzerinden ilerlemekteydi.

Günümüzde Türk’ün kadim töresi hakkında Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk adına sırasıyla 735, 732 ve 716 yıllarında dikilen yazıtlar olan Orhun Yazıtları’nın çözümü ve sözlü kültürle yapılan aktarımlar sayesinde bilgi edinebilmekteyiz.

Bu 33 maddelik Türk’ün töresi listesinin Oğuz Kağan, Bilge Kağan ya da Orhun Anıtları ile direkt ilgisinin bulunmadığını, bu metnin değişik kaynaklardan derlenerek oluşturulduğunu söylemekte fayda var. Ancak bu bilgi söz konusu maddelerin Türk töresinde olmadığını göstermez. Bu maddeler Türk töresinin bir yansımasıdır.

Madde 1: Tengri (yaratan, tanrı) tektir.

Madde 2: Her kim ki, Tengri’den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın.

Madde 3: Bir İl (ülke), bir Kağan, bir Tengri.

Madde 4: Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir. Kim ki, töreye uya kutlanır. Kim ki, töreye kıya katlanır.

Madde 5: Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.

Madde 6: Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.

Madde 7: Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak.

Madde 8: Ana-babaya ve ataya tazim (saygı) duyulacak.

Madde 9: Hısımına sarılacak, komşusunu gözetecek.

Madde 10: Er kişi yalan söylemeyecek.

Madde 11: Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.

Madde 12: Kim ki, bir ırza musallat olursa, canından olacak.

Madde 13: Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.

Madde 14: Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya (cehennem) uçacak.

Madde 15: Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.

Madde 16: Başkaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek.

Madde 17: Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak.

Madde 18: Kin ve gururdan uzak olunacak.

Madde 19: Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.

Madde 20: Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak.

Madde 21: Kızı isteyen Kağan da olsa, bey de olsa, kız istediğine verilecek.

Madde 22: Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.

Madde 23: Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.

Madde 24: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.

Madde 25: Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın.

Madde 26: Güçlüyken affet, zayıfken sabret.

Madde 27:Yazgına asi olma.

Madde 28: Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma.

Madde 29: Herkes adaletle iş görecek.

Madde 30: Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.

Madde 31: Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.

Madde 32: Kağan o dur ki, adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa, İl yok olur. İl olmazsa, budun kul olur.

Madde 33: Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin!

“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?”

Orhun Abideleri’ndeki deyişlere benzerlik arz edebilir. Ancak, Orhun Kitabelerinde yazılı ya da Oğuz Kağan’ın ağzından aktarılmış değiller. Oğuz Kağan tarafından belirlendiklerine ve dile getirildiklerine dair de bir delil bulunmamaktadır.

Orhun Abideleri’nin üzerindeki metni deşifre eden Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen’in “Inscriptions De L’orkhon Déchiffrées” adlı kitabında ve Prof. Dr. Muharrem Ergin’in “Orhun Abideleri” adlı kitabı incelendiğinde “kadim Türk töresi” olarak adlandırılan 33 maddelik listenin izine rastlanamamaktadır. Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk adlı 3 yazıtta yukarıdaki listedeki hususların bir kısmı mana itibarıyla yer alsa da aynı şekilde geçmemektedir.

2019 yılı başından itibaren yaygın şekilde paylaşılan Töre buyruklarının yaygın hale geldiği bu dönem öncesinde izine rastlanılamıyor.

Bu ifadelerin Orhun Kitabelerinde ve benzer metinlerde yer alan Türk töresini aktaran metinlerden istifade ederek oluşturulan; ancak, kaynağı belirsiz ve Orhun Kitabeleriyle ifade olarak alakasız 33 maddelik bir “töre / kanun” listesi olduğu anlaşılmaktadır.

Bilge Kağan Resmi unvan: “Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kagan” :Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı” Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak değerlendirilir.

BİLGE KAĞAN’IN SÖZLERİ

Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.

Bir bak tarihe, Türk’e baş kaldıranların sonu ne olmuş!

Bu düşünceleri at kafandan. Bütün boylar ayaklandı. Böylesine kenetlendikten sonra kim Türk’le başa çıkabilir.

Doğuda gündoğusuna, batıda günbatısına, kuzeyde gece ortasına kadar olan yerler içinde yaşayan milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti, bunca ülkeyi düzene soktum. Oralarda artık kötülük yoktur, kargaşalık yoktur. Türk kağanı Ötüken ormanında oturursa, ilde sıkıntı, bunalım olmayacaktır.

Ey Türk milleti! Bu ülkeyi küçük kardeşim Kül Tigin ile öle yite kazandım. Kazanıp, alay milleti ateş, su kılmadım.

Ey Ötüken Ormanının milleti! Kötü kişi gelip birliğini bozmasın, silahlı gelip seni dağıtmasın diye, sana burasını il tuttum. Töreyi kazandırdım.

Ey Türk Milleti! Tatlı sözlere, yumuşak armağanlara kandınız ve birçoklarınız öldü. Yine yanılırsan ve güneydeki Çogay Ormanına, Tögültün Ovasına gidip yerleşirsen, ey Türk milleti, öleceksin! Oralara gittiğiniz zaman Çin’den gelen kötü kişiler aranıza sokulur ve sizi şöyle kandırırlar: “Onlar uzaktakilere kötü, yakındakilere iyi armağanlar verirler”.

Ötüken ormanında yabancılar yok. Ötüken’den daha iyi yer de yok. İl tutulacak yer Ötüken Ormanıdır. Bu yerde oturup Çin milleti ile aramı düzelttim.

Sözümde yalan, yanlış var mı? Türk Beğler! Millet! İşitin! Türk Milletinin derlenip il tuttuğunu, yanıldığı zaman öldüğünü, buraya vurdum. Ne sözüm var ise, bu ebedî taşa vurdum. Onları görerek, okuyarak bilin! Türk Milleti! Beğleri! Tahtına bağlı, kağanına itaat eden beğler olarak mı yanılacaksınız! Ben bu bengi (ebedî) taşı yontturdum, diktirdim. Güzel bir bark (türbe) yaptırdım. İçine dışına güzel nakış vurdurdum.

Tanrı Türk kavmi yaşasın diye beni tahta oturttu. İçte aşsız, dışta giyeceksiz bir kavme kağan oldum. Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyuyamadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım.

Türk milleti sen açken tokluk nedir bilmezsin ama bir kere doydun mu da açlığı hiç düşünmezsin.

Türk Beğleri, millet, işitin! Üstte gök basamasa, altta yer delinmese, Türk milleti, senin ilini, senin töreni kim bozabilirdi? Ey Türk milleti! Titre ve kendine dön!

Bilge Kağan, Türk tarihi’nin en önemli şahsiyetlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.

Alıntı: Erdem Avşar