«

»

Haz 20

“Benim Annem Türk idi” -1-

189439
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Arnavutların biraz naif, biraz da mizaha malzeme taşıyan inatları mâlûmdur.
İstanbul Alibeyköy’de Arnavutların yoğun olarak yaşadığı bir mahallenin muzip berberi, dükkânına gelen bir delikanlıya, “Bizim Nakil Aga’nın oğlu Bayram buradaydı te şimdi, velâ tam bir Arnavut imiş çocuk” der. Sakal tıraşı için koltuğa oturan delikanlının merakı gıdıklanmıştır. “Niçın more?” der. Berber, “Niçın olacak bre çocugim, sabunsuz tıraş oldu, bana mısın demedı, has Arnavut imiş” diyerek delikanlının kâfi miktarda tahrik olduğunu görerek sabunu alır eline, delikanlının yüzüne sürmek için, delikanlı hemen atılır, “Heyt bre, bilmeymisın ben Arnavut Osman Aga’nın çocugiyim, sabunsuz tıraş et” der. Berber, bıyık altından gülerek alır eline usturayı ve başlar tıraşa.. Bir yanağın tıraşı bitene kadar delikanlının yüzündeki kesiklerle birlikte acısı da artar ve berbere, “Dur der, dur, açan hatırladim, benim annem Türk idi…”
Bu insanlar aynı beşiklere doğmuş, cephelerde aynı kabirlere defnolmuş kardeş iki milletin çocuklarıdır. Yaşadıkları topraklar resmî olarak Osmanlı devletinden koptuktan sonra, Balkan Savaşı’nda kurulan ’İşkodra Alayı’na seferberlik ilânıyla gelen bu insanlar, Çanakkale Savaşı’nda en kanlı çarpışmalar olarak tarihe geçen Seddülbahir cephelerinde ve 1. Kerevizdere çarpışmalarında 70-71 ve 124. alayların askerleri olarak ’Zığındere Cephesi’nde 24’lük Fransız toplarının ateşi altında tamamı şehit olmuşlardır. Aradan geçen 98 yıl içinde bir kez olsun “Çanakkale Savaşı’nda biz de şehit verdik” diye başlayan ve ardından bedelini isteyen bir ’şeytâni cümle’ kurmamışlardır. Çanakkale türküsünü kendi dillerinde okumak ve Çanakkale ile onur duymak onlara yetmiştir…
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26969