«

»

Eyl 02

“Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak”

“Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak”

 

Türkiye, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’nin en önemli ayağı olan Fırat-Dicle havzasını ele geçirme planlarına karşı direniyor. Direnmek zorundadır. Üstelik kendi Cumhurbaşkanı, söz konusu projenin eş başkanlığını üstlenmiş olduğu halde!

Defalarca uyardık! Özetle dedik ki, “Yol yakınken bu yanlış tutumlardan vazgeçin. Liderlik kabiliyetiniz var ki bu kadar insanı peşinize taktınız ama bu yetmiyor! Önemli olan seçtiğiniz yoldur! Gelin, cumhuriyetin kuruluş felsefesine dönün. Bu çizgide hareket eder de aynı zamanda milli ve dini idealleri de hayata geçirmeye çalışırsanız, size kimse dokunamaz!”

Fakat iktidara yürürken meşruiyeti ABD ve AB desteğinde aradınız… Devletin temel niteliklerini de onların yardımı ile değiştirebileceğini zannettiniz. Kadrolarınız, “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınıyoruz” dedi. Sonuçta Ergenekon ve Balyoz operasyonları da FETÖ eliyle girişilmiş bir Amerikan saldırısı idi. Darbe girişimi de öyle, ekonomik saldırı da. Fakat bütün bunlara sebep olan, ilk düğmenin yanlış iliklenmesi değil midir? İlk düğme milletin hukukudur, egemenlik hakkıdır. Milletin adını bile tanımayan bir siyasi kadronun yapacağı iş, devletin başını belaya sokmaktır.

Şimdi, millet kerhen destek veriyor ama şu anda başka bir siyasi seçenek göremediği için!

 

Alıntı Yeniçağ