ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (8)
Her kim ile hasbihâl etsen acır gûya sana
Hâlden senden ziyâde kendi eyler iştikâ
Menfa’at bahsinde ammâ eylemez aslâ hayâ Bulsa ger firsat sana o^ler husûmet evvelâ
Herkese olmuş iken meşreb bu tezûr û riyâ
Kâr-ı âkil mi bu halka nefsini etmek fedâ
Çâresiz hükm-i zamane böyle o^ler iktizâ
Tut bu nush u pendi benden yâdigâr olsun sana
Derde uğrar kim sadâkat etse elbet Devlet’e
İstikâmet mahz-ı cinnetdir bu mûlk ü millete
Kiminle görüşsen’, sanki sana acır gibidir; günün gidişinden de. senden çok kendileri şikâyet ederler. Yani herkes doğruluk yolunda seni destekler, haklı bulur; kendileri de, haksız durumlardan şikâyet .eder görünerek, sana acırlar.
Ama menfaatleri, çıkarları söz konusu olunca asla utanmazlar ve eğer fırsat bulsalar, – doğru olduğun için herkesten önce sana düşman kesilirler.
Herkeste bu fitnecilik, yalan-dolan ve riyâkârlık. İki yüzlülük bir huy, tabiat olmuş iken; bu halka kendini fedâ etmek, akıllı insanın işi midir?
Çâresiz zamanın hükmü, gidişi, değer yargılan böyle olmayı gerektiriyor; onun için, benim nasihat ve öğüdümü iyi dinle tut, yerine getir; bu, benden sana yâdigâr, hâtıra olsun:
Her kim Devlet’e doğrulukla bağlılık gösterirse, hizmet ederse O’nun başı derde girer; bu Devlet’e ve Millet’e karşı doğru hareket etmek, hâlis cinnettir, yani düpedüz deliliktir!
Devam edecek