İşte o günlerde kamuoyunda konuşulan bu olaylardan sonra üniversite öğrencileri arasında bir fıkra kulaktan kulağa yayılıyor.
İşte o fıkra:
“Devletin yetkilisi, Karadeniz gezisinde bir üniversiteyi ziyaret eder. Sınıfın birinde öğrencilerle tanışır. O karizmatik duruşuyla beden dilini de kullanarak bir konuşma yapar. Etkili konuştuğunu düşünerek “Sorusu olan var mı?” diye sorar. TEMEL; “Ben size 3 soru soracağım.” der;
“1-Siz de biliyorsunuz ki iktidarın yıpranmış olması gerekirken nasıl oldu da oyları arttı? 2-Özelleştirme adı altında bütün önemli kurumlar yabancılara sattıldı, bunlardan ne kadar para kazanıldı?
3-Bu paralar nerede?” Tam bu sırada zil çalar. Devlet yetkilisi, “2.derste devam ederiz” deyip dersten çıkar. Derse yeniden girince “nerede kalmıştık” diye sorar. Bu sefer DURSUN ayağa kalkar; “Bizim sorularımızı cevaplayacaktınız” deyince, Devlet yetkilisi “iyi tekrar sorun bakalım” der. DURSUN, “Size 5 sorum olacak” der : “1-Siz de bilmektesiniz ki iktidarın yıpranmış olmasına rağmen oyları nasıl arttı?
2-Bütün önemli kurumlar satıldı? Ne kadar para kazanıldı?
3-Bu paralar nerede?
4-Tenefüs zili niçin yarım saat erken çaldı?
5-TEMEL nerede?”