«

»

Ara 27

Türkler (2)

images (4)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Türkler, hakim oldukları coğrafyada bin yılı aşan egemenliklerinde ürettikleri kültür geleneği, kurdukları barış ve istikrarla Müslüman ve akraba toplulukları ile gayrimüslim komşuları üzerinde de bir güvenlik ve adalet şemsiyesi olmuştur. Bu coğrafyanın gerçeklerine Batı’nın kavramlarıyla bakarsanız hiçbir şey anlamaz ve hatalı kanaatlere ulaşırsınız. Türkün varlığını, yolunu ve geleceğini yüksek bir beyanla ifade eden. Orhun Anıtları bağımsızlık, dürüst yönetim ve sosyal devlet anlayışının; Türk ruhundaki inanç temellerini taşa işlemiştir. Anıtta yer alan ifadeler “…varlık ve eşyanın kaynağını kainattaki en mutlak irade olan Tanrı iradesi belirler. Zamanı Tanrı yaşar, ebedi olan Tanrı’dır, kişioğlu hep ölmek için yaratılmıştır” diyor. Bu yüksek tefekkürü anlamak için insanların mankurtlaşmamış kafa yapısına sahip olmaları gerekir.
Kaşgarlı Mahmut, Bağdat’ta Abbasi halifesine sunduğu “Divan-ü Lügati’t Türk” adlı eserinde Türklüğün yeni bin yıldaki cihanı kaplayan idealini ifade eder.
Ve cihan fatihi Timur ise “Biz ki Melik-i Tûran, Emîr-i Türkistan’ız. Biz ki halkların en kadîmi Türk’ün başbuğuyuz.” demiş
Yüce Peygamberimizin: “Ulu Tanrı; benim bir ordum vardır ki onlara Türk adını verdim. Onları doğuda birleştirdim. Bir millete kızarsam cezalandırmak görevini onlara veririm” buyurmuştur. Yüce Tanrı: “Türkçe öğreniniz, çünkü Türkçenin uzun bir saltanatı vardır…” diye müjdelemiştir. Bu beyanlar yüz senede Türklüğün Çin sınırından Akdeniz’e inmesinin ardındaki iman, kararlılık, kültür ve milli iradenin akılla hayata uygulanmasıdır…
Biz kimsenin etnik kökeniyle meşgul değiliz. Ama bu millet sayesinde hür, refah içinde, güvenli bir hayat yaşayanların nankörlüklerini gördükçe Mısır piramitlerinde bulunmuş bir tableti hatırlıyorum: “Unutma ki insanoğlu bir avuç saman ve balçıktan yaratılmıştır.”
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28991