«

»

Oca 26

TÜRK (6)

TÜRK (6)

✓ KAZAK – KIRGIZ – ÖZBEK BOYLARI

-Kanlı -Sirgeli -Jelayir -Uysun -Ojaktı -Alban -Suvan -Dulat -Argın -Kongrat -Taraktı -Karakesek -Kete -Törtkara -Şömekey -Bayul -Aday -Altın -Japas -Altıbas -Taz -Baybaktı -Maskar -Esentemir -Isık -Tana -Kızılqurt -Kerderi -Kereyit -Tabın -Jağalbayul -Jolbars -Buçay -Küldenen -Karabalık -Akbora -Arlat -Bularçi -Tamgalı -Törtovul -Kökcarlı -Ergene -Merkit -Matay -Katagan -Şeybani -Nogay -Janibek -Togan -Alpagu -Töregen -Baltalı -Barlas -Bartan -Baganal -Bagatur -Nayman

Türkler yaşam biçimleri ve toplumsal özelikleri gereği olumsuz şartlar altında yeniden toparlanıp bir araya gelme ve devletleşme sürecinde diğer toplumlara oranla çok daha başarılı olmuşlardır. Bunun başlıca sebepleri arasında;

– Zorlu bozkır kültürüne sahip olmak

– Coğrafi şartlara bağlı olarak yaşamak

– Sürüleri otlatabilmek için verimli ve geniş topraklara ihtiyaç duymak

– Boyunduruk altına alınmamak için itaat altına almak

– Boy teşkilat yapısına göre ayrılmak

– Yeryüzünde Cihangirlik anlayışı

– Türk hükümdarlarının kendilerini tüm Türklerin Kağanı olarak görmesi gibi coğrafi ve tarihsel özellikler yer alır..

Günümüzde her modern ulus, farklı etnik kökenlerin karışımıdır. Türklerin gerçek Türk olmadığını anlatmaya çalışmak umutsuz bir çabadır..

Türk halkı genetik olarak çeşitlidir ancak dillerinden, kültürlerinden ve tarihlerinden oluşan ortak bir psikolojiye sahiptir..

Avrupalıların aksine Türk boyları hiçbir zaman kendilerini tamamen farklı kimliklere ayırmadılar. Türk kimliği kalır, dil kalır, kültürün çoğu kalır. Coğrafyaya uyum sağlar insanlar, fiziksel olarak birbirinden farklıdır.. Keza tüm göçebe bozkır kavimleri çeşitliliğe açıktır ve ilgi duyarlar..

Bu nedenle, yeni gelenlere veya farklı insanlara karşı temkinli değillerdir.. Onları kültürlerine ve toplumlarına dâhil etmek için neredeyse içgüdüsel bir refleks vardır, çünkü boyların ve klanların hayatta kalması, büyük ölçüde sayılarının artmasına bağlıdır.

Yeni üyeler eklendikçe insanlar değişir ve gelişir, ancak kültür kalır, dil kalır, sayılarda ve çeşitlilikte güç aramak, Türk kültürünün doğuştan gelen bir parçasıdır. Bu sebeple her boy devlete her devlet İmparatorluğa dönüşmede dünyanın geri kalanından sayıca fazladır. Mümkün olduğunca tarihsel periyodik sırayla yazmaya çalıştığım bu devletlerin biri yıkılıp yerine diğeri kurulmamıştır, biri Altay’da diğeri Balkan’da, biri Kıpçak’ta biri Oğuz’da, belki birbirinden haberi dâhi olmayan farklı yüzyıllarda, işgale boyun eğmeyen, boylanıp soylanarak bazen küllerinden yeniden doğan bu devletlerin ortak noktaları, başka milletlerin hatta diğer Türk boylarının da boyunduruğu altında yaşamama anlayışıyla hareket eden ve teşkilatlanan Türk boylarının bir tezahüratı ve başarısıdır. Etimolojik köken itibariyle’ Boy, Boyun, Boyunduruk’ arasındaki bağ da bu kültür dairesinin adeta dile yansımış halidir.

Türklerin her daim hareket içerisinde ve tetikte dolayısıyla ordu/millet olmasını gerektiren bu şartlar, kendi aralarında da yaptıkları birçok savaşa rağmen tüm Türk Dünyasının birbirine duyduğu derin muhabbete ve bu tarihsel bağlarla gelişen ortak mirasını da oluşturur.

Ruslar ve Ukraynalılar, Yahudiler ve Araplar, Farslar ve Peştunlar, Saksonlar ve Cermenler vb birçok örnekte olduğu gibi birbirinden türeyen, aynı kültürden gelen, aynı dili konuşan ama birbirine düşman toplumların Türkleri anlayamamasının sebebi de budur.

Türk olmak; çok devletler kurmuş olmak değil, ilahi gücün ebedî sancaktarı olup Attila’dan Atatürk’e yürüdüğün yolu unutmamaktır..

Şamanların rüyaları

İmamların duaları

Pirlerin niyazlarıyla

Türk Kağanlık Ailesi

Böri A’shi’na 3000 yaşında.. ”

 

Kaynak: Ali Okan Sarıca