«

»

Ağu 14

Tarihi bir yalan

indir

yavuz-sultan-selime-iftiraya-tarihi-cevap_646247_720_400

 

 

 

 

 

 

 

 

Züfikârlı Sancak

 

Yavuz Sultan Selim’in Hz. Ali Sevgisi       

Video:https://www.youtube.com/watch?v=KC-aKZkHiv4

Tarihi bir yalan                                                                                                                                                                                                www.kenansahbaz.com

“16. asrın ikinci yarısında yazılmış Osmanlı tarihlerinde teftişler sonucu 40 bin kişinin saptandığı, bunların imha edildikleri veya sürgüne gönderildiklerine dair bir bilgi bulunur. Bu bilgi zamanla Anadolu’da yapılan teftişler sonucu ’40 bin Alevi’nin Yavuz Sultan Selim tarafından katledildiği’ şeklinde nerdeyse tartışılmaz bir kabule dönüşmüştür. Bugün bu hatalı bilgi, sosyal ve siyasi vesilelerle sık sık tekrarlanan bir ‘paradigma’ haline gelmiştir. Bu bilginin yer aldığı kaynakların tahliline ve esasında sorunun nasıl anlaşılması gerektiğine bakmak gerekir. ’40 bin Alevi’nin Yavuz tarafından katledildiği’ne dair herhangi bir bilgi, dönemin kaynakları olan Selimnâme literatüründe biri dışında geçmez. Üstelik Şah İsmail’in de İran’a hakim olduğunda büyük bir Sünni temizliğine gittiği yine devrin kaynaklarında yer alır. Safevi/İran kaynaklarında ve bazı Batılı çağdaş kaynaklarda bunun için yine 40-50 bin Sünni’nin katledildiği belirtilir. Bütün bunlar her iki tarafın kaynaklarının abartmasıdır, gerçek rakamları göstermeyip çokluk ifade eder.”

Feridun Emecen, Alevi katliamı iddiasının doğuşunu da şu şekilde anlattı:

“Bu konudan söz eden ilk kaynak, İdris-i Bitlisi’nin Selimşahnâme adlı kitabıdır. Yavuz Sultan Selim’in yanında bulunmuş ve önemli hizmetler görmüş olan İdris-i Bitlisi, o döneme dair bilgileri toplamış, fakat ölünce, yazdıklarını temize çekme ve düzenleme imkânı bulamamıştır. Daha sonra oğlu Ebulfazl Mehmed Çelebi, babasının notlarını derleyip toplayarak ve kendi edindiği bilgilerle de eklemeler yaparak Selimşahnâme adlı eseri tamamlamıştır. İşte bu eserde, Çaldıran Seferi evvelinde Yavuz’un ‘Kızılbaş taifesinin kökünü kazımak için’ memleketin idarecilerine bir emir yolladığına dair iddia yer alır. O yazara göre bu emre dayanarak katliam yapılmıştır.
Bu bilgi daha sonraki tarihçiler tarafından okunmuş ve Osmanlı tarihleri bu bilgileri esas alarak bir yanlışın daha da yayılmasına yol açmışlardır.”

“İdris-i Bitlisi’nin iddia ettiği teftişe dair herhangi bir arşiv belgesi veya o dönemde yazılmış bir kitabî kaynak mevcut değildir. Sorun büyük ihtimal Yavuz’un kardeşi Ahmed ile mücadelesi sırasında ona ve Kızılbaş olduğu belirtilen yeğeni Murad’a katılanların saptanması için muhtelif bölgelere yollanan emirlerden kaynaklanmıştır. Nitekim 1513 başında Şehzade Ahmed ve oğullarına taraftar olanların isimleri, Şehzade Murad’ın yanına giden şahısların (muhtemelen timarlı sipahilerin) adları verilmiştir. Belirlenen kişi sayısı 70 civarındadır. Bunun dışında bu hususla ilgili herhangi bir belgeye rastlanmamaktadır. Geç tarihli kaynaklarda bu bilgilerin abartılarak nakledilmesinde aslında Safevi ve Osmanlılar arasındaki siyasi-dinî çekişme yatmaktadır. Sünni inancı bütünüyle ortaya çıkaran 16. yüzyılın tarihçileri bir ölçüde karşı tarafa gözdağı verme, yandaşlarına da iftihar vesilesi veya dinî inanca ne kadar bağlı olunduğunu kuvvetle vurgulama amacıyla bu gibi bilgileri daha da abartarak kullanmışlardır. Şah İsmail’in mektuplarıyla yakalanan Safevi halifeleri, bunların Anadolu’nun çeşitli yerlerinde temas kurdukları tarikat şeyhlerinin bazıları ve âsi elebaşları Osmanlı devlet sisteminin bozulmaması için şiddet uygulanarak katledilmiştir, fakat bunun sistemli bir Kızılbaş temizliğine dönüştüğünü söylemek doğru değildir. “

Feridun Emecen, Yavuz Sultan Selim’in şehzadeliği esnasında babasıyla yaptığı mücadelede Alevilerden destek aldığına işaret etti. “Babasıyla mücadele eden Yavuz’un faaliyetlerini anlatan iki resmi raporun birinde şehzadenin Kili’de olduğu bildirilirken ikincisinde yanındaki adamlar hakkında bilgi verilir. Bu rapordaki bilgiler Şehzade Selim’in Kefe’de iken Rumeli yakasında onun çağrısına uyup yanına gelen Alevi temayüllü Dobrucalı Türklerden bahsetmektedir. Yavuz’un bütün fikri devletin ictimai ahengini tehdit eden ve esas gücü Anadolu’da bulunan Türkmen boylarına dayandırmaya çalışan bunun için de onlara kendi dini anlayışlarıyla seslenen Şah İsmail ve yandaşlarını bertaraf etmektir. Bu çabasında Alevi temayüllü gruplardan destek görmüş olması son derece ilginç bir hadisedir. Burada hemen Alevi tabirinin o döneme ait Osmanlı belge ve kaynaklarında geçmediğini de belirtmeliyim.”

Kaldı ki Sancağına Hz. Ali’nin Zülfikâr adlı kılcını kullanan bir Sultan alevileri katledebilir mi?(K.Ş)

Kaynak: http://www.google.de/imgres?imgurl=http%3A%2F%2Fimg.bugun.com.tr%2Fyavuz-sultan-selime-iftiraya-tarihi-cevap_646247_720_400.jpg&imgrefurl=http%3A%2F%2Fwww.bugun.com.tr%2Fgundem%2Falevi-katliami-yapti-mi-haberi%2F646247&h=400&w=720&tbnid=tXNrkB5LWTuYkM%3A&docid=a36ptMKiMPYxnM&ei=rYulVaftDOOdygPzuZ_gDg&tbm=isch&iact=rc&uact=3&dur=778&page=1&start=0&ndsp=18&ved=0CFAQrQMwEGoVChMI5_eutNTbxgIV445yCh3z3Afs