«

»

Eki 07

İHANET EDEN KİM?

İHANET EDEN KİM?

ABD merkezli çeşitli danışmanlık firmalarında üst düzey yöneticilik yapıp, yaptığı işi “ekonomik tetikçilik” olarak tanımlayan John Perkins son derece önemli kitaplar yazmıştır.

“Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” isimli 4 serilik kitapta anlatılanlar bugün Türkiye’nin karşı karşıya bırakıldığı ekonomik yöntemlerle yakından ilgilidir.

Perkins’in ilk kitabın önsözünde ekonomik tetikçiler ve danışmanlık firmaları için söyledikleri son derece çarpıcıdır:

“Biz ‘Ekonomik Tetikçi’lerin en iyi yaptığı şeylerden biridir bu; Küresel bir imparatorluk kurmak. Biz, diğer ulusları, (En büyük şirketlerimizi, hükümetimizi ve bankalarımızı yöneten) şirketokrasiye boyun eğmeye zorlayan koşulları yaratmak üzere, uluslararası finans kuruluşlarını kullanan seçkin bir grubuz ve mafyadaki muadillerimiz gibi, ‘iyilik’ de yaparız: Bunlar genellikle altyapı (elektrik santralleri, otoyollar, limanlar, havaalanları, sanayi siteleri) yatırımları için verilen borçlar şeklindedir. Bu tip borçların bir şartı da tüm projelerin bizim mühendislik ve inşaat firmalarımız tarafından gerçekleştirilmesidir. İşin aslı, paranın çoğu ABD’yi terk etmez bile; sadece Washington’daki bankalardan New York, Houston ya da San Francisco’daki mühendislik ofislerine aktarılır.

Paranın bu şekilde şirketokrasi üyesi işletmelere (yani, alacaklı tarafa) neredeyse anında geri gelmesine rağmen, borçlu ülke hem anaparayı hem de faizini son kuruşuna kadar ödemek zorundadır. Eğer bir ET gerçekten başarılıysa, verilen paranın miktarı o kadar yüksek olur ki borçlu ülke birkaç sene sonra ödemelerini yapamaz hale gelir. İşte o zaman da biz, (tıpkı mafya gibi) diyetimizi isteriz. Bu da genellikle şunlardan bir veya birkaçını içerir: Birleşmiş Milletler’de alınacak bir kararda ülkenin vereceği oyun kontrolü, topraklarda askeri üsler kurulması, petrol ya da Panama Kanalı gibi değerli kaynaklara erişim. Bu arada borç yükümlülüğü tabii ki devam etmektedir ve küresel imparatorluğumuza bir ülke daha eklenmiştir.”

Perkins’in anlattığı danışmanlık firmalarının yaptıklarıyla ABD Orta Doğu’daki birçok İslam ülkesini kendisine bağlamıştır. Bu ülkelerin başında gelen Suudi Arabistan ile ilgili Trump’ın “Bak Kral, biz seni koruyoruz. Biz olmazsak iki haftaya burada olmayabilirsin. Kendi ordunu kendin ödemelisin, ödemeye mecbursun” sözleri son derece çarpıcıdır. Arabistan’daki otoyolların büyük bir bölümünün ABD’li firmalar tarafından yapıldığını ve bu yollarda kullanılan otomobillerin yine büyük bir bölümünün Amerikan markası olduğunu hatırlatalım.

Daha önce çokça ABD radarına giren Türkiye, bu sefer de kendisini göbekten bağlamaya çalışıyor.

Türkiye’de yetişmiş insan gücü ve ekonomiden anlayan kimse kalmamış gibi McKinsey isimli danışmanlık firması bizi denetleyecek.

Firmanın daha önce bu çapta hizmet verdiği ülkelere bakalım; Lübnan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan, Myanmar, Porto Riko…

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dün yaptığı açıklamada eleştirileri “ihanet” olarak değerlendirdi: “Tek firmadan değil birçok firmadan görüş aldık. Amerikalı var, Avrupalı şirketler var. Danışman hocalarımızdan da katkı aldık. Yeni dönemde bir ofis kurduk bu ofis tamamen yerli ve millî. Görüş alacağız ama yerli ve millî duruşla biz yöneteceğiz. Yapılan yorumlar cehaletten değilse ihanettendir. Bu ülkede de kimlerin ihanet ettiğini son 3 yılda görüyoruz.”

Vatandaşını hain ilan eden bu anlayış kime çalışıyor? (K.Ş?

 

Alıntı  Batuhan ÇOLAK