«

»

Ara 01

“Hınk” deyici!

“HINK” DEYİCİLERİN ÇOĞALDIĞI BU GÜNLERİ ANLATIYOR SANKİ!

“HINK” DEYİCİ
Hoca’nın kadılığında, huzuruna iki kişi getirilmiş. Biri güçlü, kuvvetli, pehlivan gibi, diğeri sıska, çelimsiz ama gözler fel-fecir. İkiside birbirine kızgın, öfkeli… İkiside birbirinden şikayatçi… Anlatın bakalım demiş Hoca efendi, Nedir mesele?

Desturu alan sıska yayından çıkan ok gibi atlamış lafa…
Adaletinize sığınırım Hocam, diyerek başlamı lafa… Ben bu adamdan davacıyım. Bu adam omzunda tokmağı ile dibek dövülür diye çığırarak sokak, sokak gezerdi. Derken hanenin birinden iş aldı. Hane sahibi ile 10 akçeye anlaştılar, sonra dibekte bulguru dövmeye başladı. Ama işi eksik yapıyordu. Tokmağı her kaldırıp vurduğunda hınk demiyordu. Yanına sokuldum dedim bu iş böyle olmaz eksik yapıyorsun, tokmağı dibeğe her vurduğunda hışımla hınk demen lazım. Bana hak verecek yerde beni tersledi git başımdan dedi. Lakin ben yinede iş tamam olsun diye yanında durdum, onun her tokmağı indirişinde bütün kuvvetime hınk dedim. Böylelikle iş bitirildi. Hane sahibine dövülen bulgurlar teslim edildi. Sonrasında da hane sahibi sözleştikleri akçeleri bir bir bu dibek dövücünün avucuna saydı. Bu adamda aldığı akçeleri direk kesesinin içine koyup dönüp arkasını gitmeye kalktı. Bende karşısına dikildim dur hemşerim dedim dibeği sen dövdün bende yanında hınk dedim bu işi beraber yaptık aldığın parada benimde hakkım var. Bana payımı ver dedim. Bunun üzerine bana kızdı, sövdü, beni itekledi. Bende hakkımı yedirmem sana diye veryansın ettim, bağırış, çığırışımızı duyan zabitlerde bizi kolumuzdan tutup sizin huzurunuza getirdi. Vaziyet aynen böyledir, ben bu adamdan hakkımı isterim. diyerek sözünü bitirir.
Hoca Efendi Dibek dövücüye döner ve Onu dinledik var mı bir sözün? diye sorar.
Cüsseli dibek dövücü utanıp, sıkılarak, mahçup bir şekilde; benim elimden iş gelir, ağzım laf yapmayı bilmez Kadı Efendi diyerek cevaplar.

Hoca efendide Alaa, gereği düşünüldü diye kararını bildirir. Döner dibek dövücüye, çıkart bakalım belindeki akçe kesesini de bana uzat! der. Dibek dövücü boynu bükük, belindeki keseyi çıkartıp hocanın avucuna mahzun bir şekilde bırakır. Sonrasında hınk deyiciyi gel bakalım yamacıma diye çağırır. Hınk deyici büyük bir iştah ve şevk ile hocanın yanına doğru atılır. O esnada dev gibi dibek dövücü kahrından iki büklüm olmuş, ayakta zor duruyordur. Hoca elindeki akçe kesesini ucundan tutarak havaya kaldırır, hınk deyicinin kulağına doğru götürür. Kulağının tam hizasında keseyi biraz sallayarak şıngırdatır. Sonra ağzı kulaklarında, mahkemeden galip geldiğini zanneden hınk deyiciye dönüp der ki; Duydun mu akçelerin sesini… Duydum duydum diye coşkuyla cevap verir Hınk Deyici… Hocada “Şimdi tamam oldu, adalet yerini buldu.” der. Dibeği döven akçe kesesini, dibek dövenin yanında hınk diyende akçelerin şıngırtısını alır. diyerek mahkemeyi bitirir. Dibek dövücü şükrederek, hınk deyici de kahrolarak kadılık makamından ayrılırlar.