«

»

Mar 21

HALİFE VE HİLAFET MESELESİ

HALİFE VE HİLAFET MESELESİ

Malum Yavuz Sultan Selim Mısır seferinde Memlûkleri yenmiş ve Mısır’ı da Osmanlı hükümranlığı altına almıştı. Bu topraklar ileriki yıllarda Osmanlı hazinesine çok büyük para kazandıracak zengin ve bereketli bir coğrafyaydı.

Yavuz Sultan Selim, Memlûkleri yenip Mısırı almakla kalmamış aynı zamanda Memlûklerin himayesindeki Abbasi Halifesi ve yanındaki kadıları da esir alıp Konstantinapolis’e getirmiştir.

Bazıları tarafından bu olaydan sonra Hilafet’in Osmanlı Hanedanına geçtiği iddia edilir ve lakin Yavuz Sultan Selim’in Hilafeti devraldığı ile ilgili hiçbir resmî kayıt ya da güvenilir bir bilgi yoktur!

Bu iddianın ana kaynağının M. Le Baron C. d’Ohsson’un tanınmış iki eserinden biri olan Tableau general de l’Empire Othoman (Osmanlı İmparatorluğunun genel tablosu) olduğu malumdur. Ermeni asıllı olan Baron d’Ohsson İstanbul’da doğmuş, büyümüş, yine orada İsveç maslahatgüzarı olarak vazife görmüştür. D’Ohsson eserinin I. cildinde İslam dininin esasları hakkında bilgi verirken Hilafet meselesi üzerinde durmuş ve “Mütevekkil Alal-lah da denilen Ebu Cafer XII. Muhammed, Selim’in şahsında hâkimiyet süren bu hanedan lehine kesin olarak feragat ederek bu hak Osmanlı hanedanına kazandırılmıştır. Bu, Abbasi halifelerinin sonuncusu idi. Mısır’da Memlûklerin hâkimiyetini yıkan fetih Abbasi halifelerinin de varlığına da son vermiştir.” Diye bir iddiada bulunmuştur.

Tarihçi Bernard Lewis’e göre bu mit 1780’lere kadar Osmanlı literatüründe yer almazken bu mit, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’nda ileri sürülen imparatorluk dışındaki Müslümanlar üzerinde halifelik yetkisi iddialarını desteklemek için ortaya atılmıştır

Ayrıca W. Barthold, 1912 yılında yayımladığı bir makalede, bazı Türk kaynakları ile Mısırlı ibn iyas ve ibn Zünbül’e dayanarak Yavuz’un halifeliği Mütevekkil Alal-lah’dan devralmadığını ortaya koymuştu. Barthold’un bu mütalaası tam bir kabul görmüş ve halifeliğin devralındığı bilgisi bilimsel çevrelerde tamamıyla değerini kaybetmiştir. Bu arada Alman âlimlerinden C. H. Beckerde, Barthold’un mütalaasını da teyit eden halifeliğin tarihi hakkında uzunca bir makale yayımlamıştır

Peki, Abbasi Hilafeti kesin olarak yıkıldı bunu anladık da son Abbasi Halifesi Mütevekkil Alal-lah’a ne oldu?

Halifenin Yavuz Sultan Selim tarafından Yedikule zindanlarına kapatıldığını biliyoruz. Yavuz’un vefatına kadar Halife burada hapis kaldı ve ancak Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkışıyla serbest bırakıldığı ve Mısır’a döndüğü söylenir.

Daha sonra ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından Ahmet Paşa’nın Mısır’da çıkardığı isyana destek verdiği gerekçesi ile ortadan kaldırılmış, izi tozu yok edilmiştir.

Sonuç: Yavuz Sultan Selim meşru Abbasi Hilafetini yıkmış ve son Abbasi Halifesini de zindana kapatmıştır. Oğlu Kanuni Sultan Süleyman ise isyana karıştığı gerekçesiyle halifeyi ortadan kaldırmıştır.

Yani Osmanlı devrinde güme giden bunca din adamı, Halife, Şeyhülislam ve şeyh varken Cumhuriyeti hoca asmakla suçlamak kendi gözündeki merteği görmeyenin elin gözündeki çöpe laf etmesi demektir.

Alıntı: Murat Sururi Özbülbül