«

»

Mar 27

Generalsiz, Subaysız TSK!

 images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Generalsiz, Subaysız TSK Kimin İşine Gelir? 
“ Elbette Türk düşmanlarının”…
“Ergenekon,” “Balyoz,” “Andıç,” “dijital” vs… Asılsız suçlamalarla sürdürülmüş ve TSK komutanları birer birer tutuklanmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kuruluşu Türk Silahlı Kuvvetleri 1997 yılında Sincan’da tank yürütür. Sen misin tank yürüten? Tam 15 yıl sonra komutanlar suçlu görülerek tutuklamaya başladılar.
Gerçek bir Hukuk devletinde, evet gerçek bir hukuk devletinde (Burayı özellikle vurguluyorum) zanlıların sorgulanması ve suçları sabit ise tutuklanmaları gayet normaldir. Buraya kadar her şey normal gibi…
Fakat suç işledikleri hem dünyada hem Türkiye’de kamuoyunca kabul edilen ve hukuk işlemleri sonucunda da mahkeme kararlarıyla suçları sabit olan bu suçlulara RTE “İmralı süreci” diyerek devleti “o canilerin” ayağına götürüp onlarla görüşüyor. Görüşme tutanakları ise hiç kimseye açıklanmıyor. Sadece “sızdırma” adı ile bir oyunla kamuoyu oyalanıyor. Maalesef o katillerin af edilmeleri sağlanmaya çalışılıyor.
Sinirlenmeden, kızmadan terör elebaşlarının aşağıdaki tehditlerini okuyabilecek misiniz?
Bakın Kandildeki cani ne demiş :
“Türk ordusu şokta! Türk ordusu gerilla karşısında bir kırılma yaşıyor! Askerlerde savaşma azmi kalmadığını takip ediyoruz! Bu süreç, her an kapsamlı bir çatışmaya dönüşebilir. Bahar geldi, gerillanın hareket imkanı artacak ve Türk devlet güçlerinden daha fazla operasyon yapma gücüne sahip pozisyon kazanacak. Mevcut koşullarda Kürt Özgürlük Hareketi ilk kez, önemli olanakları yakaladı ve kendi özgücüyle çözümü zorlayacak. Kürdistan dört parçadır. Dört parçayı egemenliğinde tutan devletler kendi aralarında Kürtlere ilişkin anlaşmışlar. 2003’ten 2011’e kadar Türkiye-İran-Suriye’nin bize karşı üçlü anti-Kürt ittifakı vardı. Bu koşullar tümüyle değişti, Kürdistan üzerinde egemen olan devletlerarasındaki ittifaklar bozuldu. Bu koşullara dayanarak daha rahat ve daha güçlü bir mücadele zeminini yakaladık.”
PKK’nın artık değişik güçlerden silah dahil yardım alabilecek noktaya geldiğini söyleyen Karayılan, “Mücadelemizi üst aşamaya taşımanın koşulları doğdu. Daha kapsamlı bir savaşa hazırız. Bu açıdan yapımızı barışa ikna etmek kolay değil. İleriki süreçlerde Önderliğin de devreye girmesi gerekir. İki eksen üzerinde hazırlıklarımızı yaptığımızı ifade etmiştik. Birincisi, her an gelişme olasılığı olan yüksek bir savaş ve direniş ekseni, ikincisi Önder Apo’nun geliştirmekte olduğu barışçıl çalışmalara dahil olma eksenidir. Biz şimdi birinci ekseni değil de ikinci eksen üzerinde yoğunlaşırken bütün boyutlarını netleştirerek ve kesin bir biçimde sürecin derinleşmesini sağlayacak yol ve yöntemler üzerinde düşünmek ve pratik esaslarını somutlaştırmaya çalışmaktayız” (Yeniçağ Gazetesi’nden)
 
Sizler kısacık yazıyı okumaya tahammül edemezken “Analar ağlamasın” diye Anadolu’yu, bütün anavatanı ağlatmak nasıl bir iştir. Anlayabilene helal olsun. Bunun adı “barış” olabilir mi?
Emperyalistler ise hemen devreye girdi, Mavi Marmara gemisini basan ve 9 vatandaşımızı katleden İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi sağlandı.
“Bayram değil seyran değil!… Obama Netenyahu’yu, Netenyahu RTE’yi niye öptü”…. Anlayabildiniz mi?
 
%50 oy veren ancak vatanını, milletini, bayrağını canından çok sevenlere sesleniyorum. Bu vatan da, bu bayrak ta senin! Bu millet ise sensin! Bu oyunu ancak sen bozarsın! Hainlerle işbirliğine fırsat verme!… Bu devlet bölünürse herkes altında kalır….