«

»

Ara 14

“EDEPSİZ BEY”

“EDEPSİZ BEY”

Devam etmekte olan 1877-1878 Osmanlı- Rus savaşı münâsebetiyle devlet çok büyük mâli sıkıntılar yaşamaktadır.

Ahmet Vefik Paşa, devletin masraflarını kısabilmek gayesiyle hazırlayıp devletin bütün birimlerine gönderdiği genelgesinde ‘’Ben bir Sadrazam olarak Sadaret arabasını orduya bıraktım ve her sabah evimden Bab-ı Alî’ye yayan gidiyorum. Sizler de öyle yapın!’’ der.

Ahmet Vefik Paşa bir hayli kiloludur ve çok zor yürür. Bu yüzden Bab-ı Alî’nin dik yokuşunu yürüyerek çıkarken her seferinde nefesi kesilip takatten düşer, bazen koluna girerek yürümesi için kendisine yardımcı olurlar. O’ bunca zahmete rağmen devlete masraf olmasın diye makam arabasına binmez ve yayınlamış olduğu genelgeye bizzat kendisi de uyar. O’nun sadaret arabasına bindiğini de gören olmamıştır.

Bir gün Sadaret Müsteşarı Muhsin Bey ile birlikte yürüyerek kan ter içinde dik yokuşu çıkarken, aşağıya doğru hızla bir arabanın indiğini görmüş. Arabanın içinde sonradan mâliye Nazırı olacak olan Edip Bey varmış.

Ahmet Vefik Paşa, yanında beraber yürüdükleri Muhsin Bey’e dönerek, ‘’arabanın içindeki bu merhametsiz yüzsüz adam kimdir?’’ diye sorunca, Muhsin bey ‘’Edip Bey Efendim’’ cevabını verir.

Ahmet Vefik Paşa, gayet öfkeli ve yüksek bir sesle ‘’Devletini, milletini, fâkiri, yoksulu, cephede aç askeri düşünmeyip halen daha makam arabasına binerek devletinin parasını israf eden o merhametsiz gaddar adamın bundan sonra ki adı Edip Bey değil, EDEPSİZ BEY’dir der.