«

»

Şub 09

DEPREMDEN DERS ÇIKARMAK

DEPREMDEN DERS ÇIKARMAK

Niçin TSK’nın bölgedeki bütün unsurları ile afete müdahale etmesine karar verilmedi? Tarihin en büyük depremlerinden birine müdahale için 3500 asker mi görevlendirilir? 

Gölcük depreminde Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı görevinde bulunan ve kurtarma çalışmalarının koordinesinde görevli emekli Koramiral Mustafa Özbey, odatv’ye yaptığı açıklamada 17 Ağustos 1999 depreminden yaklaşık bir saat sonra bölgedeki tüm birliklerin deprem bölgesine yönlendirildiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Türkiye’de yöneticiler Gölcük depreminden ders çıkarsaydı TSK’nın Gölcük depremine müdahale imkânını veren EMASYA uygulamasının ne kadar hayati olacağını görür ve buna göre de bırakın Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü’nü yok etmeyi; daha işlevsel ve fonksiyonel hale getirirdi. Mevcut iktidar EMASYA’yı geçmişteki askerî müdahalelerin kaynağı olarak gördüğü için bu planı iptal ederek Türkiye’nin en hazırlıklı kuvvetini ortadan kaldırdı. Acıları yaşadığımız bugün sözlerim eleştiriden çok ders çıkarmak içindir.”

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ise “TSK’nın elinde iş makinaları, yollarda kullanabileceği istihkâm birlikleri, güvenlik maksadıyla kullanabileceği birlikler var. Arama kurtarma için özel TİM’leri var. Ama artık kullanması gerekiyor. Ordunun en önemli görevlerinden biri doğal afetlere müdahalede bulunmaktır” şeklinde konuştu.

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz de İskenderun Limanı’na dikkat çekerek donanmanın, büyük gemilerini bölgeye hareket ettirmesi gerektiğini ifade etti.

***

AKUT Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki, Cumhuriyet tv’ye yaptığı açıklamada şöyle dedi:

“Vatandaş inanılmaz derecede mağdur ve sahipsiz. Gölcük’teki bütün yardımlar hava köprüsü ve deniz köprüsüyle sağlandı. Hasta nakilleri olsun, cenaze nakilleri olsun, yardım malzemelerinin taşınması olsun. Hava gücü seferber edilmeliydi. Askerin hava gücü olmadan, kara yolu kapalıyken nasıl yapabilirsiniz bu işleri?

Türk Silahlı Kuvvetleri, 17 Ağustos 03.02’den itibaren çok etkin bir şekilde sorumluluk aldı. Tabii o zamanlar yasa da öyleydi. Ama şu anda, 3500 askerle yardımcı oluyor Türk Silahlı Kuvvetleri. Ama askerin asıl işi koordinasyon, lojistik, komuta kontrol… Yani orada çay çorba dağıtmak değil. 3500 kişi çok güzel, muazzam bir güç ama 17 Ağustos’ta 24 bin asker 03.02’den itibaren çalıştı…”

odatv’nin kriz yönetimi danışmanı Feramuz Erdin de “Afet seviyesi 4 olarak açıklanmasına rağmen OHAL ilan edilmemesi, yardım ve hizmetlerin aksamasına yol açtı. Bölgeye dışarıdan akın eden yağmacılar enkaz ve dükkânları yağmalamaya başladı. Sahipsiz kalan çocukların kaçırılması ise afetlerdeki bir diğer güvenlik riskidir.

Bölgeye daha fazla kolluk ve TSK unsurları kaydırılarak kamu düzeni ve yardımlar bir disipline alınmalıydı” dedi…

Alıntı