CUMHURİYETİN KAZANIMLARI
Alparslan Türkeş’in damadı Rahmetli Yetik Ozan’ın ( Turgut Günay) 70’lerde yazdığı “Üçüncü Yol” adlı şiiri ile başlayalım
“Sayıyorsan beni kendine yakın
Hem ben bilem, hem sen bil, bilişelim.
Benim köyüm senin kentine yakın
Hem ben gelem hem sen gel, gelişelim.
Ağustos içti de yerin suyunu
Kuruttu pınarın serin suyunu
Irak kuyuların derin suyunu
Hem ben alam hem sen al, alışalım
Güneşin hıncı var, bulutun nazı
Bileğin gücü yok, yüreğin hazı
Tarlada tırpanı, halayda sazı
Hem ben çalam hem sen çal, çalışalım.
Ben tutmuşum beni kul eden yolu
Sen tutmuşsun seni el eden yolu
Bizi bize doğru ileten yolu
Hem ben bulam hem sen bul, buluşalım.”
Üçüncü Yol’la, Milliyetçi-Toplumculuk’la neler yapılmış.. Bir göz atmak bile yetecek, ikna edecektir vicdan sahibi her Türk’ü.
Mustafa Kemal döneminde;
1-Ulusal Gelirin yıllık büyüme hızı %7,4’e çıkmıştır.
2-Sanayide büyüme oranı %9,6’ya çıkmıştır.
3-Tarımda büyüme oranı %7,6 olarak gerçekleşmiştir.
4-Enflasyon oranı, fiyatlarda %2 düşüş olarak gerçekleşmiştir.
5-Türk lirası Mustafa Kemal döneminde dolara karşı %1,8 oranında değer kazanmıştır
Ve karşılaştırmalı diğer göstergeler:
1920’de ülkemizdeki tasarrufların 542.500 TL’si, yerli bankalarda, 1.675.400 TL’si yabancı bankalarda değerlendiriliyordu.
1934 yılına gelindiğinde, yerli bankalarda 55.732.900 TL; 12.786.300 yabancı bankalarda değerlendiriliyordu. Bu ters dönüş, %32’den %82’ye yükselen yerli bankalara güven, Kemalist ekonominin güven verici, üretken gelişimi ile ilgilidir.
Beş beyazlar olarak adlandırılan; tekstil, şeker, un, kâğıt ve çimentoda durum:
1927 yılında tekstilde dışalım 81 milyon TL’den 1932’de 19 milyon TL’ye inmiştir.
Şeker ve yan ürünler dışalımı, 1927’de 14 milyon; 1932’de 3 milyon TL
Un ve buğday 1927’de 0,9 milyon, 1932’de dışalım hiç yok.
Çimento dışalımı, 7 milyondan, 1.4 milyona indi; kâğıt 1927’de 5 milyon TL iken, 1932’de 2.6 milyon TL’ye düştü.
Bu ithalat düşüşleri, kendine yeter bir ülke konumuna gelmeyi en iyi kanıtlayan ölçütlerdir.
1924’te, savaşta tamamen kullanılamaz duruma gelen demir yollarının yenileştirilmesi ve geliştirilmesi çabaları ile ülkenin doğusuna kadar uzanan bir demir yolu ağı meydana geldi. Bu sayede, birbirinden kopuk olan ekonomi alanları bağlantıya kavuştu. Alman, Fransız, İngilizlerin elinde bulunan demir yolu hatları kamulaştırılarak ulusallaştırıldı.
Ve bütün bunlar olurken, bütün dünyada emsali görülmemiş bir ekonomik gücün sahibi olanlar, ülkemizi boykota yeltendiler, örtülü ambargolar uyguladılar. Bunların hiçbiri Büyük Atatürk’ü yolundan döndürmedi. Ekonomik cephede de yendi onları, bükemedikleri bileği öpüp Türkiye’nin dostluğuna sığındılar. Bütün bu yüz ağartıcı sonuçlar, 1929 dünya ekonomik bunalımına ve ödemekte olduğumuz Osmanlı’nın borçlarına rağmen oluyordu.
Kaynak: Kemalist Ekonomi, Üçüncü Yol Milliyetçi-Toplumculuk… – Cazim GÜRBÜZ