«

»

Eyl 11

Bre Pîrî! Bizden korkmaz mısın?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yavuz Sultan Selîm Hân, tahta çıkar. Sadâret, yani günümüzün başbakanlık makamını boşaltmıştır. İlk divanda sadrazam atayacağını duyurur. Paşaların tamamı Enderûn’ludur. Tahsîlli, diplomalı kalifiye kimselerdir. Sadece Piri Mehmet Gâzî alaylıdır. Savaştan savaşa, cepheden cepheye koşarak yetişmiş, îmânı ve bileğinin hakkıyla paşadır…
Divan günü bütün paşalar, saatlerce önceden koşarak Padişah’a yakın yerlere otururlar. Hepsinin gönlünde, sadrazamlık yatmaktadır. Pîrî Mehmet Gâzi ise divana bir kaç dakika kala gelir ve Padişah’a uzak, kapıya çok yakın boş bir iskemle bularak oturur…
Yavuz gelir. Selâm-sabah, hoş-beşten sonra Divan’ı açar.
– Bre Paşalar! Bir karara vardım. Ne dersüz? diye kararını açıklar. Açıkladığı karar, devletin yüzde yüz aleyhine bir karardır! Sonra, meşveret gereği:
– Falan paşa! Ne dersün? diye sırayla sormaya başlar. Aldığı cevaplar:
– Muvâfıktır Hünkarım! Çok doğrudur Hünkarım! Siz yeryüzünde Allah’ın gölgesisiniz, yanlış yapmazsınız Hünkarım!.. Ve benzer sözlerdir.
Sıra, en sona kalan Piri Mehmet Gâzi’ye gelir:
– Bre Piri Paşa! Sen ne dersün? diye soru tekrarlanır.
– Külliyen yanlıştır Hünkarım! Cevabıyla, divana sanki bir bomba düşer! Her kes Koca Yavuz’un gazâbını düşünerek titremeye başlar.
Yavuz:
– Bre Pîrî! Bizden korkmaz mısın? Bilmez misin biz kelle alırız!.. diye kükrer. Cevap da saygılı ama aynı cesûr tonlamayladır:
– Hâşâ Hünkarım!… Yüreğimizi Allah korkusu, öylesine kaplamıştır ki başka bir korkuya aslâ yer yoktur!..
Ve Pîrî Mehmet Paşa, sadrâzam olur.