«

»

Eyl 30

Bir Devin, Papağanlaşması…

th (2)

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
20 Mart 1922’de de şunları yazıyor: 
“Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin!.. Ey yurttaşım; senin boynuna geçirilmek istenen esaret halkası ne bir gem ne de bir tasmadır. Boyunduruk altında olduğun halde sen üşürken düşman ocakları için sana odunlar, sen açken düşman sofraları için sana buğdaylar taşıtacaklar. Gençleri kanda, tazeleri gözyaşlarında boğmak istiyorlar.
Asırlardır dinin, milletin aşkına başına yağan, sonu gelmek bir belâdır…Yurdun, nihayetsiz bir Kerbela’dır… Memleketin, içinde cenaze namazı kılınan, cenaze duası okunan bir mabed halini aldı…”
Ve Cemil Meriç’in, şu görüşlerini bugün kime ithaf etmek uygun düşer ki? “Türk düşünce tarihi, ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiyanın dramı. Bu bahtsız kafilenin, bayrağını taşıyacağı içtimai bir sınıf yok. Vatanında gariptir. Alkışlayıcısı ekaliyetler (azınlıklar) ve Avrupa.”
“Bütün Kur’an’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalıların gözünde Osmanlıyız. Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın. Avrupa maddeciliğine rağmen, Hıristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan, korkunç ve esrarlı kısmet…”
“Zavallı Türk aydını…Batılı dostlar alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın yaptıklarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. …”
 
Kaynak: 11.06.2011 Yavuz Selim DEMİRAĞ Yeniçağ