«

»

Tem 18

“AYNI ROLÜ OYNAMAK”

“AYNI ROLÜ OYNAMAK”

 

“Silivri’den… Sincan’dan… Mamak’tan… Şirinyer’den… Maltepe’den…
Kuddusi Okkır‘ın, vicdan sahibi her insan evladının, bir an dahi zihninden silemeyeceği gözlerinden…
Gökçen‘in, Duru ile Batu‘nun yetimliğinden…
Boğaziçi’nden…
Kış ortasında, tazyikli suyla engellenmek istenen TEKEL işçilerinden…
Anayasal haklarını kullanan Baro başkanlarının kuşatıldığı bariyerlerden…
Habur’dan, Oslo’dan, İmralı’dan, teröristler incinmesin diye gönderden indirilen ay-yıldızlı nazlı bayrağın hüznünden; Çözüm Süreci’nden…
Papa heykeli önündeki o egemenliğin devri töreninden…
“Rabbim ve milletim affetsin” zırhı giydirilen gafletlerden…
“Kimsesizlerin kimi olma” iddiasına kanıp da, sırf sakallı diye, takkeli diye, cübbeli diye dokunulmazlaştırılan inanç taciri sapık, sapkın, caniler karşısında kimsesiz bırakılan biçarelerden…
Sopalarla dövüle dövüle komaya sokulup da, hastaneye ulaşmasından ancak 20 saat sonra müdahale edildiği için ölen gençlerden…
15 yaşında ve16 kilo ölen çocuklardan…
Soma’dan…
Evladı üşümesin diye fön makinasını açıp, çaresizlik içinde intihar eden anneden…”
***
“Ekmeklerini yiyip suyunu içtikleri aziz milleti nasıl milliyetsizleştirmek istediklerini, en az bizim kadar, hatta bizden de fazla varlıklarını borçlu oldukları bu rejimden nasıl nefret ettiklerini, havasını soludukları vatana nasıl kast ettiklerini, kendi hırsları ve “ecdad yadigârı”, “100 yıllık hesaplaşmaları” uğruna millet ve memleketi ateşe atmakta nasıl tereddüt etmediklerini iyi biliyoruz”.
***

“Hangi birini sayalım.
Hiç bıkmadılar aynı rolü oynamaktan…”

Alıntı