«

»

Kas 15

Artık Kirlenmeyeceğim

th (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TBMM’ne artık siyasal bir simge olduğu tescillenen türbanla giren bir AKP’li kadın milletvekilinin sarf ettiği bir cümle beni, af edin ama zıvanadan çıkardı.
“Bir daha başımı açarak kirlenmeyeceğim.” Bu hakareti bir Türk kadını olarak kabul etmem elbette mümkün değildir.
Benim dinim de milliyetim de uludur. Ben 29/Ekim/2004’de Türk ve Müslümanlık aleminin düşmanı, Papa X.İnnocent’in heykeli önünde Birleşik Hıristiyan Devleti’nin (AB) Anayasası’nı imzalayıp, milletin egemenliğini Hıristiyan Avrupa’ya devredenlerin yanında saf tutmadım.
 
Ya sen?
Büyük İsrail Projesi (BOP) Eşbaşkanlığı’nı görev kabul edip, Yahudi Cesaret Madalyası’nı alan bir liderin önünde diz çökmedim.
Sevr Antlaşması’nı hazırlayan İngiliz Kraliyet Ailesi’ne bağlı Chatham House’n madalyasını yakasına takan kişinin de önünde el pençe divan durmadım.
Hele, hele Ekümenik Patrikhane’ye bağlı ve görevi Hıristiyanlığı yaymak olan Aziz Havari Andrew Tarikatı’nın madalyasını sırıtarak Brüksel’de göğsüne takan bir bakanı hiç alkışlamadım.
Milli devletlerin baş belası Türk ve İslam düşmanı W.Wilson Kamu Hizmetleri Madalyası’nı da övünçle kabul eden, adamın arkasında el bağlamadım.
“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar.
Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” (Maide, 51)
Şimdi soruyorum sana bacım; Bakara ve Maide surelerindeki ayetlerde belirtilen ALLAH’ın emirlerine uymayan sen mi temizsin, yoksa başı açık olan ben mi?
Dedim ya, “Benim dinim de cinsim de uludur.” Dini alet ederek yabancılarla işbirliği yapanların yanında işim yoktur benim.
Ben yandaş ihalelerden nemalanların Amerikan malı ciplerine de binmem be bacım. Bizim çocuklarımızın düğünlerinde takılmış (!) altınlarla alınmış gemiciklerimiz, holdinglerimiz de yoktur.
Senin sadece yemin ederken kürsüye çıktığın milletvekili maaşını da üstelik verdiğim vergilerle ben öderim. Senin kirlenmiş saydığın başı açık avukat, doktor, öğretmen, mühendis, sera işçisi ve daha nice üreten kadın helal paralarıyla sayarlar binlerce lirayı senin cebine…
Ve sen emek dolu o parayla sadece oturduğun koltukta, düğmeye basarak biat ettiğin liderin, küresel çetelerin “kopyala-yapıştır” yöntemiyle Türkiye’nin çıkarlarını gözetmeyen yasalarına oy verirsin.
Ben “İkiz Yasalar” bölücülüktür derim, sen amenna dersin. Vakıflar Yasası, Türkiye’nin birliğine Hıristiyanlar tarafından indirilen balyozun adıdır diye çırpınırım. Sen türbanının arkasına sığınırsın.
TBMM’de yasalaşan Vakıflar Yasası’nın, Türkiye’deki patrikhane, kilise ve azınlık vakıfları tarafından hazırlandığı gerçeğini, görmezden gelirken sen, çok mu temizdin?
Ülkemizdeki Tarih Vakfı’na para vererek Osmanlı dönemi azınlık tapularının araştırmasını yaptıran Rockefeller Vakfı mutludur…
ABD’deki Evangelist Protestanların egemenliği altında olan, Asya’nın Hristiyanlaşması için Türkiye’nin işgal edilmesi gerektiğini açık, açık söyleyen Dünya Kiliseler Birliği ve Yahudi para sihirbazı George Soros’un vakfı memnun..
Hele, hele resmi paraları avronun üzerinde Türkiye’yi bölünmüş gösteren AB çok mutlu..
15-Mayıs-1919 da ” Elen çocukları!.. Bugün İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz.” diyen İzmir Metropoliti Hrisostomas artık mezarında, sadece ve sadece başındaki türbanla Müslüman olduğunu zanneden senin sayende, rahat uyuyacaktır.
Satılan vatan toprakları, Kalkınma Ajansları, yok edilen tarım alanları, kapatılan veya yabancılara satılan fabrikalar, limanlar, özelleştirme nedeniyle işten çıkarılan insanlar seni hiç mi rahatsız etmedi başı türbanlı kadın vekil?
 
 
Kaynak:http://www.yurdumacanfeda.com/tr/?p=15819