«

»

Eki 02

ATATÜRK’ÜN DEHASI, ASÂLETİ VE CESARETİ

 ATATÜRK’ÜN DEHASI, ASÂLETİ VE CESARETİ 


19 Mayıs 1934 yılında bir darbe yapan Bulgar Ordusu, kurdurduğu geçici hükümet sayesinde Hitler Almanya’sının safında yerini almış, Bulgaristan Türkleri arasında yaygınlaşan “TURAN GENÇLİK VE SPOR CEMİYETLERİ BİRLİĞİ’’ne karşı polis takibatına geçip işkence ile öldürmeler çoğalmıştı.

Ayrıca Bulgar köylerinden teşkil ettikleri çetelerle Türkleri toplu katliama başlamak üzereyken, Türk istihbaratı bu haberi Atatürk’e iletir. Atatürk de, o sıralarda Trakya’da askerî tatbikat yapmakta olan 3. Ordu Komutanı Salih Omurtak Paşa’ya, biraz Bulgar sınırını ihlâl ederek Bulgarlara gözdağı vermesi konusunda bir talimat verir.

Yağmurlu bir gecede akşamdan Bulgar sınırını sapa bir yerden geçen askerimizin öncü birlikleri, sabah ortalık aydınlandığında Filibe yakınındaki Hacı İlyas (Pırvomay) kasabasına varmışlardır. Önce kendi askerleri sanan Bulgarlar, hava iyice aydınlanınca, Filibe’ye doğru ilerleyen birliklerin Türk askeri olduğunu fark etmişler ve olay Bulgar kralına iletilmiş.

Telefona sarılan Kral III. Boris, Atatürk’le yaptığı görüşmede, büyük bir korku ve panik içinde “Ekselansları acaba Bulgaristan’a harp mi ilân ettiniz?” diye sorar .

Atatürk, “Neden böyle bir şey yapalım ki!” deyince,
Kral Boris, ‘’Şu an sskerleriniz Filibe önlerinde ve Sofya yönünde ilerliyorlar!” diye cevap vermiş.

Atatürk “Yolu şaşırmışlardır, Kral Hazretleri, şimdi olayı tetkik eder, Haşmetmeaplarına malûmat arz ederim” diyerek teselli etmiş ve Salih Omurtak Paşa’ya, “Maksat hâsıl olmuştur, geri dönün“ talimatı gönderilmiştir.

Bu gözdağı üzerine Kral hemen duruma el koymuş ve kitle halinde yapılması plânlanan Türk katliamı da durdurulmuştur.
(Ahmet Şerif Şerefli
Bulgaristan’daki Türkler (1879-1989)
T.C. Kültür Bakanlığı yayını)