«

»

Ağu 08

Başpiskopos irin kusarken bizim din alimlerimiz ne yapıyor?..

Başpiskopos irin kusarken bizim din alimlerimiz ne yapıyor?..

Kıbrıs’ta kanlı Noel’in bir yıl dönümünde daha Güney Kıbrıs Başpiskoposu Hrisostomos kin kusmuştu. Türklüğe ağır hakaretler etmişti. Hem de öyle böyle değil!.. Hrisostomos, bu yıl yayınladığı irin dolu Noel mesajını tüm kiliselerde okutmuştu.

İşte Papazın yayınladığı o kin belgesi

Sorunumuzun özünün toplumlararası ihtilaf değil istila ve işgal olduğunu unutmuş uluslararası toplumu ikna etmek için büyük bir çaba harcamamız gerektiğini biliyoruz. Beklenen Türk tepkilerini göğüslemek için maneviyata ve mücadeleciliğe de ihtiyacımız var. Ancak bilmemiz gerekir ki -bunu tarihimiz bize öğretti- esir halklar yalvarmakla ve veya istilacının duygularına seslenmelerle özgür kurtulamazlar. İstilacıların yalvaranlara cevabı aşağılama ve veya onları yıkmaktır. Ne kadar zaman geçerse geçsin mücadele, planlı hareket ve sarsılmaz ısrar gerekir.

Fedakârlıklarımız dışında, savuşturmak için mücadele etmemiz gereken büyük Türkleşme tehlikesinin ötesinde dikkatimizi yaşamakta olduğumuz ve millî köleleştirilmemize hizmet eden belirgin başka bir tehlikeye de odaklamalıyız. Halen tatmakta olduğumuz bu tür tehlikeler; demografik yıkım veya ekonomik kriz nedeniyle gençlerimizin yurt dışına kaçması, üretkenliğin bozulması, kültürel yozlaşma, Ortodoks geleneğin kimliğimizden kopması, dil değişimidir.

Bunlara bir de mülteci denilen çok sayıda Müslüman’ın Türkiye tarafından özgür bölgelere gönderilmesi nedeniyle millî çehremizin değişmesi tehdidi ekleniyor. Bütün bu ‘mülteciler’ buraya sadece bol keseden dağıttığımız yüksek ödenek için gelmiyor, millî ve kültürel kimliğimizi değiştirmek üzere geliyor veya gönderiliyorlar.

Hükümeti, bütün siyasi liderliği ve halkı, yukarıda sayılan bütün bu tehlikelere duyarlılık göstermeye, bunlarla etkin mücadele edebilmek için birlik içerisinde sağlam bir cephe oluşturmaya çağırıyoruz. Binlerce yıllık bir kültürün ağırlığına ve güzelliğine sahibiz. Bugün dünyanın kaderini belirleyen diğer halklar daha insan toplumu değilken biz bu ülkede yaşıyor ve çok iyiydik. Bugün millî itibarımızı savunmada ve vatanımızı kurtarmada tembellik gösteremeyiz. Atalarımıza karşı sorumluluğumuz var ve gelecek nesillere borçluyuz.

Bugünkü büyük yortuyu düşüncelerle ve millî davamızın gidişatından duyduğumuz kaygıyla kutluyor, herkese, özellikle göçmenlere, mahsurlara, kayıplara ve onların ailelerine sabır ve azim diliyorum. 2018’de Vatanımızı -Tanrı kutsasın- kurtarmak için çabalarımızı birleştirelim.

Mesajda geçen “özgür bölge” Kıbrıs’ın güney kesimidir. Papaz efendi, 1955 yılından 1974 yılına kadar adadaki Rumların Türklere yaptığı baskı,  asimilasyon ve göçe zorlama politikasının uygulama şekli olan ferdî ve toplu katliamları yok saymaktadır. Toplumlar arasında bir problem olmadığını ve Kıbrıs sorununun istila ve işgal sorunu olduğunu ön plana çıkarması 50 yaş altındaki Rumlara yönelik bir beyin yıkama tekniğidir. Suriyeli veya Iraklı mültecileri Güney Kıbrıs’a Türkiye’nin gönderdiğini iddia ederek bunlara karşı Rum halkını kışkırtarak ırkçılık yapmaktadır. Adamlar, hayallerinin peşinde bir ve diri dururken biz de Kıbrıs’ta Türk yurttaşlarımızın beklentilerini karşılayacak bir çözüm arayışı ile hayal aleminde dolaşıp sürekli taviz veriyoruz.

Kanlı Noel’i unutmadık!.. Unutmayacağız!.. Kıbrıs bir Türk yurdudur ve ebediyen de öyle olacaktır…

 

 

Alıntı