«

»

May 06

ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (6)

ZİYA PAŞA’DAN  TERCÎ-İ BEND (6)

 

Sen mi kaldın hey efendi dehre vermekçün nizâm

Öyle merhemler ile bulmaz bu yâre iltiyâm

 

Gâze-i attâr ile gelmez acûze intizâm

Asrımızda sıdk u gayret ehli bulmaz İhtiram

 

Var ise himmet anı sarf etmiş eslâf-ı kirâm

Can verüp etmişler ahlâfm refâhm iltizâm

 

Sen bu mecnûnâne fikre verme aslâ ihtimâm

Uy mIzâC’i asra ger râhat ise kasd û merâm

 

Derde uğrar kim sadâkat etse elbet

Devlet’e istikâmet mahz-ı cinnetdir bu mûlk û millete

 

Hey efendi, bu dünyanın nizâmım, düzenini sağlamak sana mı kaldı?

Bu dert, öyle ilâçlarla tedavi edilecek, onulacak cinsten değildir.

 

Yani, şu dünyada mutlak, gerçek anlamda bir düzen sağlanamaz.

Cadı tipli, yaşlı bir kocakarının yüzüne hoş kokulu allık, düzgün sürsen bile o, nasıl güzelleşemez ise; çağımızda, dürüst, çalışkan kimseler de saygı, itibar göremezler, gerçek değerlerini bulamazlar.

 

Saygıya lâyık atalarımız, ellerinden gelen bütün gayreti göstermişler; -hattâ- gelecek nesillerin, yani bizlerin rahatını, huzurunu sağlamak için canlarını vermişlerdir.

 

Sen bu delicesine düşünceye (!) yani doğruluğa asla değer verme; eğer gâyen, şu dünyada rahat etmek ise, çağın gidişine ayak uydur !

 

Çünki: Her kim Devlet’e doğrulukla bağlılık gösterirse, hizmet ederse O’nun başı derde girer; bu Devlet’e ve Millet’e karşı doğru hareket etmek, hâlis cinnettir, yani düpedüz deliliktir.

 

 

 

 

Devam edecek