«

»

Oca 24

“YAĞMA TOYU”

 “YAĞMA TOYU”

Prof. Dr. Turan Yazgan ile 1998 yılında, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın, Kazakistan ve Kırgızistan’da kurduğu okulları ve Kızılorda şehrinde Korkut Ata anıtını ziyaret etmişti. Daha sonra da Turan Hoca, Korkut Ata Üniversitesi’nde bir konferans vermiş ve kendi alanı olan sosyal güvenlikle ilgili tarihi verileri hatırlatmıştı. Turan Hoca, şöyle demişti.

 

“Türk kültüründe toyun işlevi paylaşımdır. Türk kişioğlu değildir, kendimoğludur. Türk, babasının adı ile iş görmez. Kendi başarısına dayanmak zorundadır. Türk toplumu sınıfsız bir toplumdur. Bunu sağlayan da dağıtmalı toydur. Kimin malı biriktiyse, ilk fırsatta, mesela çocuklarından birinin düğününde bütün malını mülkünü halka dağıtır, herkes payını alırdı. Kimse akçasından, malından dolayı başkasından güçlü sayılamazdı. Güçlü olmak, aksakallıktan, bilgelikten gelirdi. Kimse parasından pulundan dolayı adam olamaz. Biz tekrar sınıfsız bir toplum oluşturabiliriz. Bizim töremizde veren elin alan eli bilmesi, alan elin veren eli bilmesi suçtur.”

Turan Hoca, o konuşmada ayrıca “Karabağ ve çevresinin işgaliyle Türk Dünyası’nın kara bağlantısının kesilmesi, 1 milyon kaçkının durumu gibi meseleler, bizim değilse kimin omuzlarındadır? Bugün nüfusları 500 milyon olması gereken Kızılderilileri müzelik haline getiren, Afganistan ve Irak’taki Türk kaynaklarına el koyan gücün gözü, Türk Dünyası’nın diğer kaynaklarındadır. Türk Dünyası’nda işbirliği, Allah’ın Türk Dünyası’na bahşettiği kaynakların, Türkler tarafından, Türkler için kullanılması demektir.” da demişti.

***

Prof. Dr. Nedim Bakırcı, Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi’nin Aralık 2019 sayısında yayınlanan “Dede Korkut Kitabı Bağlamında Oğuzlarda Toy Geleneği…” başlıklı makalesinde Oğuzlar’daki diğer toylardan sonra “yağma toyu” nu özetle şöyle anlatır

“Yağma toyunda Oğuz töresine göre hanın yılda bir kez halkına malını yağmalatması söz konusudur. Bu törene aynı zamanda potlaç adı da verilmektedir. Divanü Lûgat’it-Türk’te ise yağma toyuna kençliyü adı verilmiştir. Kaşgarlı Mahmut, bu kelimeyi ‘Hanların düğünlerinde veya bayramlarda otuz arşın yüksekliğinde ve minare gibi, yağma edilmek için yapılmış bir sofradır.’ şeklinde açıklamıştır. Belirlenen alanda mallarını yığan hükümdar, törenin sonunda oradan hiçbir şey almadan ayrılır. Törene katılanlar, belirli düzen içerisinde malları alıp giderler.”

“TÜRKLERDE VARLIĞI PAYLAŞMAK ESASTIR, YOKLUĞU DEĞİL” PROF. Turan Yazgan