«

»

Eki 17

“Ya ülkücüler devlet olacak, ya da devlet ülkücü olacak”

“Ya ülkücüler devlet olacak, ya da devlet ülkücü olacak”

 

Hey gidi milliyetçilik hey!..

Şerefin ve namusun hiç bu kadar pespaye olmamıştı. Kepazeliğin erdem ve fazilet olduğunu, kılcal damarlarımıza kadar enjekte edildiği başka bir dönemi daha hatırlayıp bileniniz var mı?

Önce partinizin kuruluş ilkelerini ve ülkelerine sırtınızı döneceksiniz sonra koskoca şerefli bir maziyi Siyasal İslamcıların kirli emellerine alet edeceksiniz.

Utanıp sıkılmadan bunun adına devletin bekası diyeceksiniz. Katakulli siyasetle belki siyasi menfaatler elde edebilirsiniz, ancak Çin sarayını basan Kürşad ve 40 arkadaşının gösterdiği kahramanlık ve asaletin zerresine bile nail olamazsınız.

Milliyetçilik kendi tarih ve kültüründen beslenen yabancı her türlü akımı elinin tersiyle iten özüne bağlı fikir ve düşünce sistemidir. Başbuğ Alparslan Türkeş “Ya ülkücüler devlet olacak, ya da devlet ülkücü olacak” derken işte bu hassasiyete dikkat çekmiştir.

Milliyetçilik her şeyden önce inandığınız fikirden vazgeçmemek ve zorluklar karşısında asla pes etmemektir. Son nefer ve son nefese kadar dediğimiz realite, tarihe mührünü vurmuş serdengeçtilerin amentüsü olmuştur.

Siyaset artık Türkiye’de halka hizmet Hakk’a hizmet düsturundan uzaklaşmış makam ve koltukları korumak, şahsi çıkarları ön planda tutmak olarak tecelli etmiştir.

Kibir ve egoyu soracak olursanız Everest tepesinden hiç aşağıya doğru bakmamış, büyük dağları kendisinin yarattığını zannetmiştir..

Hak vaki olduğunda musalla taşından mezara doğru yolculuk yaparken, üzerinde sadece kefen bezi olacağını keşke hatırlayabilseler…

Alıntı Yeniçağ