«

»

Mar 24

VECİZELER

VECİZELER                                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

* İdealler çilelerin rahminde mayalanır. Marifetleriyle yükselemeyenler, iltifatlarıyla alçalırlar. Kendi varlığıyla gurur duyamayanlar ancak -Türkiye’nin- bir başkasının varlığıyla gurur duyduğunu haykırır!
Yanaşmalığın, yılışıklığın ve dalkavukluğun zirveye vurduğu yerlerden şahsiyet göç eder. Hayatı çıkardan ibaret görenlerin yanından şahsiyet ve idealizm göç eder. Herkesle her kılığa girenler, herkesle her şey olanlar değeri ve idealleri olmayanlardır. Bu şahsiyetsizlik, ilkesizlik yaratır. Kula kulluk dalkavukluk şeklinde somutlaşır. Dalkavukluğun gelenek halini aldığı yerde karşı çıkış risklidir. ‘Herkesin kör olduğu yerde’ ayakta kalmak için şaşı olmak tek çıkar yolsa, orada özgür birey yok demektir. Özcan Yeniçeri’den

* Çırpınırdı Karadeniz türküsü- marşı- işgal, zulüm ve esaret altındaki Azerbaycan Türkleri’nin, efsanevi şairi Ahmet Cevat’a aittir.

*  “Eğer, Ergenekon ve Balyoz gibi süreçler olmasaydı, Gezi eylemleri Mısır’daki gibi askerî darbeyle sonuçlandırılabilirdi. Son YAŞ kararlarındaki cesaretin arkasında da darbe davalarının güçlendirdiği demokratik yapı vardır. Bu davalar olmasaydı AK Parti kapatılabilirdi. Bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere seçilmiş insanlar olabilirdi” “Bu davalarda katkısı olan polislerin, savcıların, hakimlerin önemi çok büyüktür. Daha önemlisi ise bu yargılamaya zemin hazırlayan kararlı siyasi iklimdir. Yani, siyasi iradenin kararlılığıdır” AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar

* Başbakan Kayseri iftar konferansında aynen:  “Biz ne dedik, ‘Milli birlik’ dedik. Buna karşı mısınız? Biz ne dedik? ‘Kardeşlik’ dedik. Buna karşı mısınız? Biz ne dedik ‘Çözüm’ dedik. Buna karşı mısınız?” 

* Bir “tarihî” hakikatin kökleri Avrupa, Afrika ve Anadolu’dan 22 milyon kilometrelik Osmanlı, Asya içlerinde 5 milyon kilometrekarelik  Müslüman Babür Türklerini kazıyan bu  “zihniyet” tir. Bu senaryoyu Papalık ve Siyonizm yazmış ve bu onlar için bir  “Din-imân” halini almıştır. Evet, onlar için din budur ve kendilerince sürekli  “cihat”  halindedirler. Böyle olduğu içindir ki onlar için Müslüman’ın malı da, kanı da, namusu da helâldir. Onlar bizi ibadet aşkıyla öldürür, ibadet aşkıyla sömürür, onlar bizim namusumuzu da ibadet yapıyoruz zihniyetiyle kirletirler.Acı olan, bu gerçeği Müslüman’ın bilmemesi, görmemesidir.

* “Günümüzde özellikle ülkemizde ‘etnik grup’, kavramı ile ’millet’kavramı birbirine karıştırılmaktadır. (…) Millet, siyasi ve sosyo-kültürel bir organizasyondur. Irk/soy, etnisite, kabile, boy, aşiret gibi unsurların millet kavramı içinde bir anlamı yoktur. Millet, ortak bir yüksek kültür etrafında bir araya gelen, tarih ve coğrafyanın şekillendirdiği insan topluluğuna denir. Milletleşen toplumların müşterek değerleri ve kimlikleri, organize eğitim kurumları aracılığıyla yeni nesillere aktarılır ve yaşatılır. Millet olgunluğuna henüz erişmemiş ’kabile, aşiret, etnik grup’gibi toplum birimlerini milletin yerine koymak da bunları eşit toplumsal ve sosyolojik oluşumlarmış gibi değerlendirmek de yanlıştır.”  (s. 27).
Varılan sonucu yarın ele alacağız. “Türkiye’de Dilller ve Etnik Gruplar Kitabı” Akçağ Yayınları