«

»

May 14

UZUN YILLAR ÖNCE BURSA’DA, 1 DAVULCU YAŞIYORDU…

UZUN YILLAR ÖNCE BURSA’DA, 1 DAVULCU YAŞIYORDU…

 

Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız, geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde-şenliklerde-mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu.

Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı ve aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu. Hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış. Kefen parasını da, bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı…

Aklını kurcalayan soru, işte burada devreye giriyordu.

–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?..

Düşündü, taşındı. Diyanet İşleri Başkanlığı’na, danışmaya karar verdi… Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu, gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü.

-Caiz değildir!..

Adamcağız, büyük bir üzüntü içinde hikâyesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’a yazdı. Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur, “Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikâyesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu;

–Diyanet “caiz değildir” diyorsa, demek ki bir bildiği vardır! Benim de onlara bir sorum olacak, oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor. Devlet ise bu paraları, halktan

aldığı vergilerden ödüyor. Vergi verenlerin içinde meyhanecisi de var, kerhanecisi de var… Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?

Ortalık karıştı tabii! Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı, “Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası, caizdir.” diyerek konuyu kapattı.

 

Alıntı: Engin Şahin