«

»

Ara 07

“Türk Kafası”

“Türk Kafası”

Hani lunaparklarda insanların güçlerini ölçmek için yumruk attığı toplar vardır. Bu, Fransa’da icat edilmiş en ilkel dinamometredir ve “Türk kafası” denilen basit bir makinedir. Fransızlar, kendilerini Kanuni zamanında Almanların elinden kurtaran Türkler olmasından doğan aşağılık komplekslerini, Türk kafası dedikleri bu topları yumruklamak suretiyle tatmin ediyordu!

Sultan Abdülaziz, 1867’de Paris’te bir sergide bu makineyi görüp, başında duran mucitten adının da “Türk kafası” olduğunu öğrenince yanında bulunan Halil Paşa‘dan topa bir yumruk atmasını ister.

Halil Paşa, yumruğu vurunca alet darmadağın olur!

Paşa, Abdülaziz‘e dönerek “Bu Türk kafası değildir Sultanım! Bu olsa olsa, Avrupa kafası ki bir vuruşta dağıldı.” der.

Şimdi Halil Paşa yok ama o demokratik yumruğu atacak olan Türk milletidir. Yoksa “AKP iktidarı sayesinde Türk olmaktan kurtulduk”, “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım”, “Bana Türklükle de gelmeyin”, “Ne mutlu Türk’üm diyene sözünü dağlara taşlara yazdılar. Bu ilkelliktir ve aşılacaktır” diyenler, “Türk’üm, doğruyum”u ilkokullardan kaldıranlar, bu anayasa değişikliğinden sonra her gün Türk’ün kafasına yumruk atmaya devam eder. Üstelik “milliyetçi parti”nin başkanı ve milletvekillerinin çoğunun desteği sayesinde…

 

Kaynak Yeniçağ