«

»

Ağu 17

TESEV’İN ORDU RAPORU (2)

TESEV’İN ORDU RAPORU (2)                                                                                                                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

Bu değişikliklere ilişkin öneriler şöyle sıralanabilir:                                                                                                                                                                                                                             • Sorumlu olanın yetkili olması kuralı gereği olarak savunma siyasasının üretimi, yürütülmesi ve orduya dair planlamalar ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanı yetkili kılınmalı; bakanın Genelkurmay Başkanlığı üzerinde denetim yetkisi olmalıdır. Ordunun siyasi müdahalelerine zemin oluşturan İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi kaldırılmalı veya değiştirilmelidir.

  • Askerî yargı kaldırılmalıdır. Bu yapılana kadar, askerî yargının alanını daraltacak şekilde, “askerî suç” açıkça tanımlanmalıdır. Bu suçlar, disiplinle ilgili ve kısıtlı bir içeriğe sahip olmalıdır. Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının hâkim teminatı ve bağımsızlığı ilkeleriyle çelişen yetkileri kaldırılmalıdır. Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır.
  • Ordu etkin bir sivil demokratik denetime tabi tutulmalıdır. Bunun için, hem Milli Savunma Komisyonu ve Plan Bütçe Komisyonu gibi parlamento içi komisyonlar, hem de Sayıştay, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Devlet Denetleme Kurulu gibi parlamento dışı kurumlar, savunma politikaları ve bütçenin oluşturulma süreçlerini, yasal düzenlemeleri ve askerî pratikleri şeffaf ve etkin bir denetime tabi tutabilecek şekilde yeterli yetkilerle donatılmalıdır.
  • Jandarma Genel Komutanlığı polislik işinden alınmalıdır. Bu yapılana kadar kurum, mülki amirlerce ve etkin, bağımsız bir kurul tarafından sivil denetime tabi tutulmalıdır.
  • Ağır insan hakları ihlallerine yol açan koruculuk sistemi kaldırılmalıdır.
  • Askerlik zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Sivil hizmet yükümlülüğü seçeneğini içeren “vicdani red” hakkı veya bu yükümlülüğü de dışarıda bırakan “total red” hakkı birer insan hakkı olarak tanınmalıdır. “Halkı askerlikten soğutma”nın bir suç olarak tanımlandığı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 318. maddesi kaldırılmalıdır.
  • Askerlikte gerçekleşen şüpheli ölümler, askerî yargı içinde değil, tabii hâkim ilkesine uygun olarak ve adil/bağımsız/tarafsız bir yargılamayı mümkün kılacak şekilde sivil mahkemeler tarafından ele alınmalıdır. Ayrıca, askerî amirlerin özgürlüğü bağlayıcı ceza verme yetkisi kaldırılarak, ordu içinde işkence ve kötü muameleyi önleyecek etkin tedbirler uygulamaya sokulmalıdır. Her işkence ve kötü muamele iddiası ile birlikte etkin bir soruşturma ve kovuşturma süreci başlatılmalı ve davalar sivil mahkemelerde görülmelidir.
  • Ordu bünyesinde gerçekleştirilen eğitim sivil denetime tabi tutulmalı; sivil eğitimin militerleşmesine mahal vermemek için Genelkurmay Başkanlığının eğitime etki edebilmesini sağlayan çeşitli kurul üyelikleri kaldırılmalıdır.

İşte raporu hazırlayanlar:
TESEV’in Almanakı’nın, giriş bölümünde Bilkent Üniversitesi Prof. Dr. Ümit Cizre-İtaat kültürü yerine bilimsel itiraf ve itiraz, TBMM Araştırma Merkezi’nden Dr. Ahmet Yıldız-TBMM, Polis Akademisi’nden Doç. Dr. Zühtü Arslan, Yıldız Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Gence Özcan MGK, Emekli Askeri Savcı ve Hakim Dr. Ümit Kardaş-Askeri Yargı, Gazeteci Lale Sarıibrahimoğlu-Türk Silahlı Kuvvetleri-Jandarma-Sahil Güvenlik, Polis Akademisi Doç. Dr. İbrahim Cerrah-Polis, Polis Akademisi Yrd. Doç. Dr. Ertan Beşe-Özel Harekat-Geçici Köy Korucuları-JİTEM, Polis Akademisi Doç. Dr. M. Bedri Eryılmaz-Özel Güvenlik-Polis İstihbarat, Polis Akademisi Doç. Dr. Önder Aytaç-Medya ve Gazeteci Yazar Ferhan Ünlü ise MİT ve Sivil Toplum konularında makalelerine yer verildi. Doç. Dr. Zühtü Arslan, bir yazısında, “Milli güvenlik kavramı, silahlı güçlerin aynı zamanda ideolojik devlet aygıtı olarak işlev görmesini ve aslında milli güvenlikle doğrudan ilgisi olmayan konularda söz sahibi olmasını beraberinde getirmektedir” diye yazmıştı.