«

»

Mar 29

TERBİYE YARATILIŞA TABİDİR

         TERBİYE YARATILIŞA TABİDİR

 

Eski İran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınır.

“Ben istiyorum ki, oğlum ilim öğrensin ve iyi bir hükümdar olarak benim yerimi alsın… Ama o devamlı müzikle, sazla, sözle meşgul… Demek ki ona, hocası iyi bir yön veremiyor.

Aynı görüşte olmayan vezir; “ Hükümdarım, hocanın elinde mucize yok. Çocuğun kabiliyetine göre eğitilmesine, ilerlemesine, yetişmesine yardımcı olabilir. İnsanın tabiatı değiştirilemez. Terbiye yaratılışa tabidir” der.

Hükümdar ise farklı görüştedir. Terbiye ile yaratılışa yön verilebileceğini, eğitimin etkili olacağını iddia eder. Bunu ispat etmek için bir akşam sarayında bir eğlence düzenler. Bu eğlencede eğitilmiş kedilerin gösterisi vardır. Kediler, sırtlarında içerisinde mum yanan tabakları düşürmeden taşıyorlar ve gösterilerine devam ediyorlardı.

Hükümdar, vezire kedileri göstererek;

“Görüyorsunuz, terbiyenin nelere gücü yetiyor,” der.

Vezir, hiç karşılık vermez. Susmayı tercih eder. Olumlu ya da olumsuz bir söz söylemez. Yeni bir eğlence gecesini bekler. Eğlence gecesi geldiğinde bu geceye gelirken gizlice bir kaç tane fare getirir. Kediler gösteriye başladığı anda fareleri kedilerin gösteri alanına bırakıverir. Fareleri gören kediler sırtlarında taşıdıkları tabakları ve mumları unutarak farelerin peşinden koşmaya başlarlar. Mumlar ve tabaklar darmadağın olur. Yanan mumlardan yerdeki halılar tutuşur. Ortalık bir anda yangın yerine döner. Tam bu esnada vezir Hükümdara yaklaşıp iddiasını ispatlamanın verdiği gururla şöyle der;

“Gördünüz Hükümdarım, terbiye yaratılışa tabidir.”