«

»

Kas 28

“Tanrı adına; defolup gidin!”

Gür sesli adamın ağzından çıkan kelimeler, muhataplarının üzerine -o zamanlar adı bile bilinmeyen- misket mermileri gibi yağıyordu:
“Her kötü eyleminizle lekelediğiniz, tüm erdemleri aşağılayarak haysiyetsiz hâle getirdiğiniz bu Meclis’de sizin oturmanıza artık son vermeye geldim.
Sizler, fitneci bir güruhsunuz ve bütün iyi yönetimlerin düşmanısınız!
Sizler, bir sürü alçaksınız. (…) Ülkenizi bir tabak mercimek çorbasına satarsınız ve (…) bir avuç para için Tanrı’nıza ihanet edersiniz!
Aranızda tek bir erdemli kişi var mı?! İşlemediğiniz bir günah kaldı mı?!
Sizler, benim atımdan daha dindar değilsiniz! Altın (=para) sizin Tanrı’nızdır!
Satılığa çıkarmadığınız hiçbir değer kalmadı.
Vicdânını rüşvet karşılığı satmayanınız
var mı?!
Aranızda biraz olsun devletini düşünen bir adam var mı?!
Siz, iğrenç fâhişeler! Ahlâksız zihniyetinizle, hâince eylemlerinizle bu kutsal Meclis’i pisletmediniz mi?!
Tanrı’nın tapınağını bir hırsız inine çevirmediniz mi?!
Bütün milletin giderek büyüyen nefretini kazandınız.
Halk, sizi buraya dertlerine çâre bulasınız diye gönderdi, fakat sizler en büyük dert oldunuz!
Bu ülke, beni asırlardır temizlenmemiş bu ahırı temizlemeye çağırdı ve bu gücü de bana Tanrı verdi!
Bu şeytan ocağını yönetmeye geldim; vay hâlinize!
Şimdi (iktidârınızın, saltanatınızın sembolü) o parlak tokmağınızı alın, defolup gidin ve kapıları kilitleyin.
Tanrı adına; defolup gidin!”
 
 
*1653 yılının 20 Nisan günü İngiltere ve dünyâ târihinin çok önemli sîmâlarından biri olan General Oliver Cromwell’in konuşması 
 
 
*Muhsin KÜÇÜK Yeniçağ Gazetesi’ndeki yazısından alınmıştır. Devamı bir sonraki syfada.