TAASSUP YA DA HAMİYETE’L- CÂHİLİYE (2)
Antalya’da, oğlu cemaat yurdunda öldürülen baba, “Konakladığı eller, emin ellerdi. Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz Mevlana’nın diliyle. Daha önce kardeşlerimizden, bu emanet yuvasına koyduklarımızdan hep randıman aldık” diye ifade etti oğlunun ölümünden sonraki “hislerini(!)”.
***
Şimdi de, Elazığ’da, kaldığı cemaat yurdunda intihar eden üniversite öğrencisi gencin babasının “Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Kimseden şikayetçi değilim” sözleri…
***
Birileri eleştiriyor, birileri de “Evlat acısına bile saygısı olmamakla” suçluyor bu sözleri eleştirenleri.
İlgisi yok halbuki; gösterilen tepkinin de, yöneltilen itirazın da, yapılan sorgulamanın da hedefi, insanları, öz evlatlarını göremez, duyamaz, hissedemez hale getiren körlük, uyuşma, robotlaşma, taassup hali.
Devam edecek