«

»

Nis 10

Siyasette robotlaşma

Siyasette robotlaşma

Türkiye tepedekilerin hiyerarşik komutlarıyla oturup kalkan bir ülke konumuna gelmiştir. Siyasi partilerden üniversitelere, STK’lardan medyaya kadar her alan bir kişinin ağzından çıkan talimatlarla yönetilmektedir. Meşveret, meclis, görüşme, tartışma, danışma tamamen formaliteye indirgenmiştir. Hemen her alanda tek kişi emir vermekte müntesipler de “emir demiri keser” diyerek gereğini yapmaktadır.

Türkiye’de şeyhler müritlerinden, siyasetçiler mensuplarından, patronlar işçilerinden, amirler memurlarından yap denileni yapmalarını, yapma denileni ise yapmamalarını istiyor. Mensubiyet duyanlara düşen görev ‘liderin yanlışı benim doğrumdan doğrudur’ düsturu içinde “gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” demektir. Bu tam anlamıyla bilinçsiz bir robot tavrıdır.

Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin parti yönetiminden izin almadan açıklama yapmaları ve televizyona çıkmalarını yasaklamıştır. Türkiye’de siyaseti emirle kalkan, talimatla susan robotlar yapıyor.

Her alanda bir kişi söylüyor herkes kayıtsız şartsız gereğini yapıyor. İşte örnekler: Belediye başkanları için “İstifa edilecek…et”, Eğitimde öğrenciler için “TEOG kalkacak…kalksın”, Ekonomide “MTV inecek…insin”, Siyasette “Genel Başkanlığa aday olanlar ihraç edilecek…edilsin”, iktidarla “Cumhur ittifakı kurulacak…kurulsun”, Barolar Birliğinde “Türk ve Türkiyeli kavramları kaldırılacak…kaldırılsın!”

Siyaset oligarkları halkı robot gibi davranmaya zorluyor.

Dahası robot tasarımcısı, ‘Robotların önümüzdeki 5-10 yıl içinde tamamen bilince sahip olabileceğini’ söylüyor. Bilinçsizliğin, idraksizliğin, otomat gibi davranmanın kültür haline geldiği yerde bilinç en büyük tehlikedir. Sonuçta burası “Aklını kullanma” diyen şeyh, “iş yerine girerken ruhunu vestiyere bırak” diyen patron, “bize görüşlerin değil parmakların lazım” diyen siyasetçi, “itaat et rahat et” diyen iktidarlar tarafından yönetilen bir ülkedir. Robotun bile bilinç sahibi olmasından elbette malum zevat şikâyetçi olur.

 

Alıntı