«

»

May 27

SIĞINMACILAR

SIĞINMACILAR

 

Türkiye, Türk ve Türk vatandaşlığı kimliğini esas alan “ulus devlet” olarak kurulmuştur. Ülkemizin böylesine kritik bir coğrafyada varlığını sürdürebilmesi, bu ulus kimliğinin korunmasına bağlıdır. Kimliğimizin “İslam toplumu (ümmet) ve/veya karma kimliklere dönüştürülmesi halinde, ülkemizin bölünmesi/parçalara ayrılması kaçınılmazdır.

  • Ülkemize sığınmacı akınının ve çoğalmasının 4 başat nedeni vardır:

– AKP iktidarının “Yeni Osmanlı” düşüyle ABD’nin BOP trenine binerek Suriye’deki iç savaşa dahil olması sonucu oluşan göç akını.

– Afganistan’dan çekilen ABD’nin bu ülkede kullandığı Asyalı (Afgan, Pakistanlı, Bangladeşli) silahlı grupların ülkemizde yerleşmelerinin kararlaştırılmış olması. (Gelenlerin genç olmaları ve elini kolunu sallayarak sınırlardan geçebiliyor olmaları bunun kanıtıdır.)

– Mevcut iktidar tarafından sığınmacılar için “Açık Kapı” ve “Keyfi Yerleşme/Dolaşma”  politikalarının uygulanıyor olması. (Buna politikasızlık da denebilir.)

– Dibe vuran ekonomimize can suyu sağlayabilmek amacıyla,  sığınmacıların ABD ve AB ülkelerine geçişlerine engel olma karşılığında bu ülkelerden nakit döviz desteği sağlanması.

– Sığınmacılara olur olmaz vatandaşlık verilerek, önümüzdeki seçimlerde AKP’nin yüksek oy kaybının telafi beklentisi.

  • Ülkelerine geri gönderilmez iseler, yüksek doğum oranları dikkate alındığında, 20-25 yıl içerisinde sığınmacıların ve -yanı sıra- kökten (radikal) Kürtçülerin toplam oranı nüfusumuzun en az % 35’ine ulaşmış olabileceği hesaplanmaktadır. Kimliğimizin “İslam toplumu (ümmet)ve/veya karma kimliklere dönüştürülmesi halinde, artık bir “ulus devlet”den söz etmek olanaksızdır ve eninde sonunda bölünmek kaçınılmaz olur.  (BOP’daki Türkiye’ye yönelik beklentisi bu doğrultuda olan ABD’nin ülkemize sığınmacı akının kurgulayıcısı olduğu unutulmamalıdır.)
  • Afganistan’da askeri görevlerde kullanılan Asyalı sığınmacılar ile, Suriye’de çatışmalarda kullanılan köktendinci İslami silahlı gruplara dâhil sığınmacılar yüzünden, ülkemiz gelecekte -Güney Amerika ülkeleri gibi- artık bir terör ve mafya ülkesi olarak anılacaktır.
  • Ümmetçi yaklaşımı nedeniyle ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya kendini mahkûm eden AKP’nin tavrını anlamak olanaklı. Ancak yıllarca kendini ‘milliyetçiliğin kalesi’olarak öne süren (lanse eden) MHP’nin gümbür gümbür gümbürdemesi gerekirken, utangaç sözlerle, kıyıdan köşeden, dostlar alışverişte görsün gibisinden itirazda bulunmasını anlayabilmek olanaksızdır.

Türkiye’nin ulus devlet ve çağdaş devlet (laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti) olarak “ilelebet payidar kalmasını” iliklerine kadar özümseyebilmiş herkesin, demokratik itiraz haklarını kullanması ve çevresindeki cahilleri, uyurgezerleri, aymazları, nemelazımcıları bilinçlendirmesi, gelecek kuşaklarımıza (çocuklarımıza, torunlarımıza) boynumuzun borcumuzdur. Aksi takdirde, Türkiye Cumhuriyeti‘ni kuran ve bize emanet eden atalarımızı gurur, minnet ve şükranla anmamızın tersine, gelecek kuşakların lanetleri ile anılırız.

 

 

Alıntı: Yavuz Selam Demirağ