«

»

Oca 13

OSMANLI’DA MEDRESE (ÜNİVERSİTE) EĞİTİMİ

OSMANLI’DA MEDRESE (ÜNİVERSİTE) EĞİTİMİ

Koca Osmanlı nasıl çökmüştü? Medrese (Üniversite) sisteminde akli ilimlerin çıkartılıp, nakli ilimlerin gelmesi ile denge bozulmuştu. Medreselerde hak etmeyenler hoca yapılmış, böylece hem müfredatı hem hocası zayıf bu kurumlar bilim ve teknoloji üretememiş, bunun sonunda Osmanlı batı ile girdiği ekonomik ve askeri yarışta geri kalarak, önce batıdan aldığı borçlarla onun mali kölesi olmuş, sonra da toprakları tek tek elinden alınarak parçalanmıştı.

Osmanlıdaki bu kötü gidişi görüp uyarılar yapanlar da olmuştu tabi. Gelibolulu Mustafa Âlî’nin (1541-1600) ünlü eseri Künhü’l Ahbâr (1591-1598) bunlardan birisidir. Burada Osmanlı’nın eğitim  sistemindeki yozlaşmanın nasıl başladığına dair önemli saptamalar bulunur.

“Mustafa Âlî, müderrisliklerin ve kadılıkların rüşvet ile alınıp satılır hale geldiğini, bu makamlara geçmekten amacın “mal mülk biriktirmek, siyasî otoriteye hoş görünüp kendi çıkarlarını gerçekleştirmek” olduğunu söyler. Devlet, lâyık ve hakkı olana değil, rüşvet verene ve koruyucusu olanlara müderrislik, yani öğretim üyeliği ve kadılık görevlerini vermektedir. Bilenle bilmeyen, erdemli olanla olmayanlar ayırt edilmemekte, aksine, bilenler ve bir bilimsel makama getirilmesi gerekenler kıyıya köşeye itilmektedirler. (1)”

Osmanlıda konuyla ilgili önemli bir tespitte Koçi Bey’in IV. Murat’a sunduğu 1631 tarihli Risale’sinde görülür. Burada ‘Medrese Sistemi’nin nasıl bozulduğunu anlatır. Önerilerde bulunur:

“Koçi Beye göre de, medreselerin başlıca bozulma nedenleri, “cahil ile âlim arasında fark gözetilmeden müderrisliklerin para ve hatır gönül yoluyla lâyık olmayanlara verilmesi, başka deyişle mülâzemet yolunun bozulmasıdır.”

Ayrıca, ‘mülâzemetlerin çok verilmesi’ de sayıca fazla, fakat yeteneksiz müderrisin türemesine yol açmıştır. Oysa, müderris tayininde para, hatır gönül, kıdem, yaş, soy-sop değil, yalnızca adayın ‘bilimsel gerçekleri ortaya çıkarabilme gücü’ dikkate alınmalıdır.

 

Alıntı