«

»

Haz 12

Maskeli Tükenmişlik Sendromu!

tukenmislik1-e1330867016650
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gezi parkı protestoları ‘birkaç ağacın’ kesildiği için mi yapılmaktadır? (Keşke öyle olsaydı.) Ancak hiçbir şey sebepsiz değildir. Bu güne kadar Akepe’nin millî ve manevi değerlerimizle oyuncak gibi oynadığı herkes tarafından bilinmektedir. Atatürk’e, milliyetçiliğe, milli bayramlara, askere,vb. Vatandaşlara hakaret edici tavırlar ve ifadelere karşı bir birikim değil midir? Akepelilerin medyadaki halka yansıyan hareketlerini görüyoruz halkın arasına çıkacak yüzü olmayanlar ‘akil adamları’ devreye sürmediler mi? “Kibirin” alası hepsinde mevcut. Birçok medya kuruluşunun söylediği gibi Akepe’nin ‘maskeli tükenmişlik sendromu’ yaşadığı ifade edilmektedir. Bu ve benzeri protestolarda kışkırtıcılara dikkat etmek gerekir. Terör örgütü ve BDP pusuda beklemektedir. Türkiye’de her ne pahasına olursa olsun karışıklığı tetikleyici hareketlere girişeceklerdir. BDP İstanbul Millet vekili Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı gibi…
Demokratik bir seçim dönemine kadar aşırıya kaçmadan Akepe’den hesap sormaya kalkan vatandaşlar siyasilerin yapamadığını yapmış ve güçlü iradesini ortay koymuştur.
 
Bunun en bariz örneklerinden biri http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26953 kaynaktaki parlamento haberlerinde mevcuttur.
 
“Parlamento muhabirlerinin “yayla” olarak adlandırdıkları, kulislerin dışında mebuslarımıza sigara ve çay içmeleri için düzenlenmiş lüks bahçeler var. Parlamento çalışmalarından çok yorulmuş(!) milletvekillerimizi her daim burada görmek mümkün. Tabii ki gelenler için söylüyorum. Ara sıra sırf yoklamaya imza atanları kastetmiyorum. Meclis’te o gün genel kurul ve komisyon çalışmaları için zorunlu görevli olan mebuslarımızın yayla geyikleri dillere destan oldu. Oylamalar sırasında koştur koştur içeri giriyorlar, sonra, el kaldır indir. Görev başarı (!) ile ifa olunca haydi yaylaya. Bir zamanlar en hararetli siyasi tartışmaların yaşandığı, ülke meselelerine kafaların yorulduğu kulisler ise bom boş. Danışmanlar koltuklarda bitap şekilde televizyondan genel kurul çalışmalarını izleyip oylama sırasında mebuslarına uyarıcı mesajlar atıyorlar.
İktidar mebuslarına soruyorsunuz “nedir bu hal” diye. “Bize görüşümüzü soran yok ki. İşimiz el kaldırıp-indirmek” diyorlar. Aynı soruyu muhalefet temsilcilerine yönelttiğinizde ise “Adamlar her istediklerini istedikleri gibi geçiriyorlar. Muhalefetin ne önemi kaldı ki” diye cevap veriyorlar. Hepsinin gözlerindeki bitkinlik açıktan okunuyor. “Bitse de gitsek” modundalar. “Meclis Temmuz’da da çalışacak” haberlerine fena halde homurdanıyorlar. Kendi aralarında yaptıkları yayla muhabbetlerinde “Meclisin çalışma süresi niye uzatılacak? Genel Başkanlar çalışıyorlar ya!. Bize ihtiyaç yok. Onlar çalışsın biz memlekete gidelim” diyorlar.
24’üncü dönem milletvekilleri 2 yılda tükendi. Tüm şikayetlerine rağmen “istifa edelim” diyenine rastlamadım.
Gördünüz mü tükenmişlik sendromunu?…
Tüm bu yorgunluklarına(!) rağmen kıyak milletvekillilik yasası bir an önce çıksın diye harıl harıl kulis yapıyorlar.”
  Ülkenin bu hale gelmesinin sebeplerinden biri de milletimiz tarafından anlaşılmıştır.