«

»

Haz 17

Lozan’da Musul Tartışmaları(2)

3Lozan’da Musul tartışmaları(2)

Referandumu isteyen Ankara’dır; Kürtler hiçbir zaman referandum istememişlerdir. Bu zavallı halk, bunun ne anlama geldiğini de bilmemektedir… Kürtlerden çoğunluğun ve Araplardan büyük kısmının okuma yazması yoktur. Nasıl oy verileceğini bilemeyeceklerdir; çünkü bütün ömürleri boyunca hiçbir seçim sandığı görmemişlerdir; böyle bir sandık gördükleri zaman bunları kaldırıp insanın başına atmaları beklenebilir” gibi Meşrutiyet seçimleri ve sandık tecrübesine sahip Müslüman halkların zekâsıyla alay eder ve aşağılarcasına kullandığı sözleri Türkiye’de vekilleri ayağa kaldırdı ve Mecliste Lord Curzon’a karşı bir nefret dalgası yükseldi.  

“Yusuf Ziya Bey (Bitlis)-Lozan Sulh Konferansında esnay-i müzakeratta İngilizlerin Baş murahhasları Lord Curzon bizlere evet Kürd arkadaşlarınıza tecavüz, taarruz, hakaret ediyor. Ve buna maatteessüf murahhaslarımız lâzımı veçhile cevap vermemişler. Müsaade-i aliyenizle bu kürsüden Lord Curzon’a cevap vermek istiyorum… Lord Curzon Kürdistan’dan gelen mebuslar Mustafa Kemal Paşa tarafından tayin edilmiştir diyor. Kürd arkadaşlarınız için cahil ve Kürdleri temsil etmiyor diyor. Cehaletin manası eğer İngiliz siyasetine uymamak ise biz itiraf ederiz ki: Cahiliz. Cehalet İngilizlerin senelerden beri ilkaat ve ifsadatına kapılmamak demekse biz itiraf ederiz ki cahiliz. Arkadaşlar burada, Millet Meclisi’nde Mustafa Kemal Paşa’nın tâyin ettiği mebuslar, uşaklar yoktur.  Burada büyük bir milletin vekilleri vardır, öyle bir milletin ki, senelerden beri İngilizler bütün mevcudiyetleriyle bütün varlıklarıyla onları ifsada çalıştığı halde yine onlar Lord Curzonların ifsadatını dinlememiştir ve onlar, âtisini müdrik bir milletin vekilleridirler Arkadaşlar, Kürt vatandaşlar, bütün kanaatlerini bir umdede topladılar, o umde, o gaye ise Türklerle tevhid-i mukadderat. Çünkü mevcudiyet, çünkü varlık, çünkü esaretten kurtulmak bu umdeye muhavveldir.Arkadaşlar; eğer Lord Curzonlar Kürdlerin hak ve hukukundan bundan on beş sene evvel bahsetseydiler korkarım ki, bir tesir bırakır, bâzı dimağları ifsad edebilirlerdi. Fakat Kürdler, Kürd münevverleri Arnavutluk’un akıbetini görüp dururken Irak’ın, Suriye’nin akıbetini görüp dururken, İrlanda’nın saday-ı matemini işitirken hiçbir akıbete, hiç iğfalâta doğru gidemezler. Hiçbir gaye gütmezler. O sadalar, o yalancı sesler hiçbir kimseyi iğfal edemez ve mücerret kendi kendilerini aldatırlar… Milletin biz vekilleri Lord Curzon’a bağırıyoruz ki; biz Kürdistan’ın hakiki vekilleriyiz. Senden ve senin siyasetinden Musul’u istiyoruz ve alacağız!..

Hacı İlyas Efendi (Muş)-… Kendi çıkarını Türk’ün kurtu­luşunda bulan Kürtler, mutluluğu da Türklerle Kürtün birliğinde bilirler.

Mazhar Müfit Bey (Hakkâri)- Lord Curzon, Kürtler’in aslında Turanlı yani Türklerin amcaoğlu olduklarını ve bugüne kadar Türklerle beraber yaşadıklarını, memleketin felaketleri­ne birlikte katlandıklarını bilmiyor mu? Curzon, Kürtlerin ne düşüncede olduğunu anlamak istiyorsa, bir gün için Musul’daki uçak ve askerlerini çeksin ya da kamuoyuna başvursun. Görsün ki ahali onları mı, bizi mi istiyor?

Rauf Bey (Başbakan)- Lord Curzon, Musul bölgesinin çoğunluğunun Kürt olduğunu söylüyor. Zaten bizde onun için Musul’u istiyoruz. Burası Arap yurdudur, dese idi, tartışma ola­bilirdi. Fakat çoğunluğu hangisinde olursa olsun Türk ve Kürt vatanı olduğunu söylediğine göre bize verilmesi gerekir.” Şeklinde konuşmuşlardı.

Kaynaklar: Zekeriya Türkmen, Musul Meselesi, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2011. Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c. I, Ankara, 2006. TBMM Zabıt Ceridesi. H. Bülent Demirbaş, Musul Kerkük Olayı, İstanbul, 1995.

Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/tag/5914/musul