«

»

Kas 21

“Gavat”

 
th (3)
 
 
 
 
 
 
 
 
Adana Valisi’nin “Coş”kusuyla bir “gavat” tartışması
500’lü yıllarda, İran’da Sasani imparatorluğu döneminde, Şah 1. Kavat döneminde rahiplerin zulmüne karşı Mazdek isyanı ortaya çıkar. Rahipler, 1. Gavat’ın, isyanı bastırmak için kendi eşini Mazdek’e sunduğunu iddia ederek katliama başlar. Toplumsal eşitlik isteyen Mazdek de göğsüne kadar toprağa gömülerek öldürülür.
Türkler, İslam dinini başlangıçta İranlılardan öğrendiği için Fars kültürü ve dili içinde yer alan birçok unsuru da benimsemiştir… Erzurum, Bayburt, Gümüşhane ve Trabzon bölgesinde geçen tarihi olayları anlatan Dede Korkut Destanı’nda “gavat” kelimesine sıkça rastlanır. Erzurumlu Naim Hoca da “kavat” sözünü kullanırdı.
***
Dede Korkut Destanı’ndan; Deli Dumrul, bir yiğidin canını alan Azrail’e meydan okur!
“Hak Teala’ya Dumrul’un sözü hoş gelmedi. Bak bak, bre deli kavat benim birliğimi tanımıyor, birliğime şükür kılmıyor, benim ulu dergâhımda gezsin benlik eylesin der. Azrail’e buyruk eyledi kim; ya Azrail, var ve o deli kavatın gözüne görün, benzini sarart, dedi, canını hırıldat al dedi.”
Azrail’in canını alacak güçte olduğunu anlayan Deli Dumrul, Azrail’e yalvarmaya başlayınca Azrail, “Bre deli kavat bana ne yalvarıyorsun. Allah Teala’ya yalvar, benim de elimde ne var, ben de bir emir kuluyum..” dedi…
***
Yine Dede Korkut Destanı’ndan; Kanturalı, bir çarpışma sırasında kendisini kurtararak atının terkisine alan Selcen Hatun’a “Seni öldürürüm” deyince, şu cevabı alır;
“Tez sevdin tez usandın kavat oğlu kavat
Kadir Allah bilir ben sana
Munisim yarim kıyma bana”
Kanturalı, “Yok, elbette öldürmem gerektir” dedi. Kız hiddetlendi, dedi; “Bre kavat oğlu kavat, ben aşağı kulpa yapışıyorum, sen yukarı kulpa yapışıyorsun, bre kavat oğlu, okunla mı, kılıcınla mı, gel beri konuşalım” dedi.
Sonunda Kanturalı ile Selcen Hatun barıştılar.
Tayyip Bey, niçin böyle bir yol seçmiyor?
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28758