Kategori Arşivi: Fıkralar

May 24

TEKRAR DENEYİN

TEKRAR DENEYİN Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: – “Tekrar deneyin.” Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur: – “Tekrar deneyin.” … En sonunda sinirlenen Temel: – “Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi.”

May 16

ALLAH’IN RAHMETİNDEN KAÇILIR MI?

ALLAH’IN RAHMETİNDEN KAÇILIR MI? Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam… Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak; “Komşu, komşu, utanmıyor musun, …

Devamını oku »

May 10

PALAVRANIN SINIRI YOK

PALAVRANIN SINIRI YOK Üç aday, parti merkezinde oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Laf genel başkandan açılmış, biri atılmış:“Beyefendi beni çok sever, her öğle yemeğinde beraber oluruz, memleket sorunlarını tartışırız!”Palavranın sınırı var mı?İkincisi, genel başkanla yakınlığını anlatmış:“Her gün beni odasına çağırır, memleket ve parti meselelerini konuşuruz, telefon çalınca sekretere ‘meşgulüm, sonra arasınlar’ der!”Dedik ya, palavranın sınırı yok!Üçüncü öyle …

Devamını oku »

Nis 30

KAÇ TÜRLÜ DOST VARDIR

KAÇ TÜRLÜ DOST VARDIR Baki’ye dostları sorar: “Kaç türlü dost vardır? Sıralar Baki:“Üç türlü dost vardır.”“Bazı dostlar ekmek gibidir, bazı dostlar su gibidir. Sen onları her gün ararsın. “Bazı dostlar ilaç gibidir, sen onları gerekince ararsın. “Bazı dostlar da mikrop gibidir. Sen onları aramasan da onlar seni arar bulurlar.” Dördüncüyü eklemiş ünlü gazeteci Hasan Pulur: …

Devamını oku »

Nis 21

“POLİTİKA NEDİR?”

“POLİTİKA NEDİR?” Çoçuk babasına sorar:“Baba politika nedir?”Babası politikayı anlatır:“Bak oğlum ben her gün para kazanıp eve getiriyorum, o halde ben kapitalim. Annen parayı ve evi yönetir, o halde o da sendikadır. Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır, sen ve küçük kardeşin ise halktır. Bizim gayretimiz, sizi, yani halkı mutlu etmektir. Deden de hükümettir, doğruyu yanlışı anlatır …

Devamını oku »

Nis 07

SANDIKLAR AÇILDIKTAN SONRA KİM BİLİR KAÇ YUMURTA KIRILACAK?

SANDIKLAR AÇILDIKTAN SONRA KİM BİLİR KAÇ YUMURTA KIRILACAK? YOKSUL bir köy, seçim sabahı. Karı koca sandığa oylarını atmışlar, eve dönüyorlar… Kahvenin önünden geçerken adama bağırmışlar:“Gel ülen, bi çay iç!” Adam karısını eve yollayıp, kahveye takılmış. Akşamüzeri dönmüş, elinde bir yumurta, karısı sormuş:“Ne elindeki?”“Yumurta, görmüyon mu?”“Gördümde neyin nesi anlayamadım!”* * *ADAM başlamış anlatmağa:“Kahvede otururken biri geldi, …

Devamını oku »

Mar 27

“SEN NE UĞURSUZ KADINSIN!”

“SEN NE UĞURSUZ KADINSIN!” Adam komadadır. Yanında ise karısı… Adam’ın gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:“İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın…Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.“Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; …

Devamını oku »

Mar 19

KURNAZ ASKER

KURNAZ ASKER Ordunun 55. alayında görevli olan bir albay girdiği hiçbir iddiayı kaybetmemesiyle ün yapar. Siyaha beyaz der gene kazanırdı.Gün gelir bu albayı 55. alaydan 51. alaya transfer ederler. Geldiğini komutana bildirmek için komutanın ofisine girer ve bekler. Komutan geldikten, gerekli selamlaşma ve formaliteler yerine getirildikten sonra albay der ki:– Komutanım ben sizi bir yerden …

Devamını oku »

Mar 11

BELAYI KİMİN ELİYLE GÖNDERMİŞ ONA BAKTIM

BELAYI KİMİN ELİYLE GÖNDERMİŞ ONA BAKTIM Malumdur; bir derviş abdest alırken adamın biri habersizce ensesine tokat vurur. Derviş dönüp bakmaz bile. Adam başka bir dervişin ensesine şaplağı yapıştırır, o da dönüp bakmaz. Bedava şaplak atmaya alışan adam bir başka gün bir başka dervişin ensesine tokadı patlatır. Derviş abdest almayı bırakır döner, adama dikkatle bakar, tekrar …

Devamını oku »

Mar 02

BEN KÜÇÜK YANGINLARA KARIŞMAM

BEN KÜÇÜK YANGINLARA KARIŞMAM Murat Ağa Nasreddin Hoca’nın yaşadığı kasabanın en zenginlerinden biriymiş. Ağa hem aklı ve zekası sayesinde zengin olduğunu düşünür, hep kendiyle övünürmüş. İşine geldiğinde Hoca’ya danışır, işine geldiğinde ise onu dinlemezmiş. Sadece cuma günleri camiye gelirmiş. Murat Ağa’nın üç katlı, kocaman bahçeli ve çok lüks bir evi varmış. Bütün altınlarını ve paralarını …

Devamını oku »

Eski yazılar «

» Yeni yazılar