«

»

Nis 03

“KARDEŞ KATİLİ”

“KARDEŞ KATİLİ”

Ukrayna ve Rusya heyetlerinin İstanbul’da toplanması ve iki tarafın da mesafe aldıklarını söylemesi, bundan sonra netice ne olursa olsun, ileride çok konuşulacaktır.

Türkiye Ukrayna’yı korurken, Batı ülkeleri gibi Rusya’yla köprüleri atmadı, ağzına geleni söylemedi. Türkiye’nin şartları farklı.

Ukrayna yakıldı, yıkıldı. Ukrayna yetkilileri 500 milyar dolarlık bir kayıptan bahsediyor. Maddî yitim nasıl olsa karşılanır. Putin, binlerce insanı katletti ve milyonlarca Ukraynalıyı göçürttü. Tarihe “Ukrayna katliamcısı” notunu düşürttü. Ukraynalılarla Ruslar birbirlerinden ayrı düşünülemezdi. “Kardeş katili” yaftası boynunda ebedî asılı kalacaktır.

Stalin döneminde, 1932-1933’te, Ukraynalılar açlığa terk edilmiş, milyonlarca insan hayatını yitirmişti.

(Şu notu eklemeliyim: Savaş bitecek. Ukrayna’nın hayat bulması gerekiyor. Bütün ülke yeniden inşa edilecek. Allah bilir Saray’daki öncelikle, bu “inşa” ameliyesini göz önünde tutuyordur. Müteahhitleri Ukrayna’ya gönderecek, onlar da Türkiye’den binlerce mühendis, işçi taşıyacak.  Batı ülkelerinin yardım paraları, ister istemez, Türkiye’ye akacak! Hesap muhakkak böyledir. Belki çiftçilerimiz bile Ukrayna’ya gönderilecek, tarlaları ekip biçin, denecektir!)

Ukraynalılar, geçmişe açlıktan kırdırılmışlardı. O Açlık yılları “holodomor” (aç bırakarak öldürme) diye adlandırılır. Bunu “soykırım” olarak tescillemişlerdir.

Sovyet yönetiminin o zamanlardaki politikası köylülerin elindeki kendilerine ait toprakları alıp kolektif kooperatifler kurmaktı.

Ukrayna’daki köylüler direndiler. Sovyet memurlarının gelip ürünlerini almalarına fırsat vermediler; tarlalarını ateşe verdiler. Bir tarafta kuraklık, bir tarafta direniş, çok insanın canına mal oldu. 5 ilâ 10 milyon insanın ölümünden bahsediliyor. Öyle ki, bu rakam, Ukrayna nüfusunun dörtte birine tekabül ediyordu.

Moskova’nın açlığı hiç umursamadığı yazılagelmiştir. İnsanlar can çekişirken, bir başka yere gitmelerine izin verilmemiştir.

O dönemde, Ukrayna valisi kimdi? Nikita Hruşçov. Hruşçov, Stalin’in 1953’te ölümünden sonra  Sovyetlerin başına geçecek ve Stalin’e karşı ağır ifadeler kullanacaktır. Hruşçov’un, 1956’ta SSCB Komünist Partisi’nin 20. kongresinin gizli oturumunda yaptığı konuşma meşhurdur. Stalin’i ağır dille suçlamıştır ve hatta Lenin Vasiyeti’ni dağıttırmıştır. O vasiyette, Lenin, Stalin’in parti genel sekreterliğinden (yani başkanlığından) alınmasını istemektedir.

Bu Hruşçov, Ukraynalıların açlıkla cezalandırma yıllarında Stalin’in bütün emirlerini harfiyen uygulamıştır. İsterse uygulamasın! Kellesi giderdi.

Komünist yönetimin Ukraynalıları açlıkla terbiyesi asla unutulmamıştır. Ukraynalılar, hiçbir surette Rusya’nın uzantısı olmak istemezler.

Pek bilinmeyen bir şeyi söyleyeceğim. Sovyetler’de 1921-1922 yıllarında kıtlık baş göstermiş ve bu kıtlıktan en çok İdil havzası ve Ural Dağları eteklerindeki Türk toplulukları etkilenmiştir.

Rusya Müslümanları Nezaret-i Diniyesi nezdinde Açlara Yardım Komisyonu kurulmuştu. 17 Nisan 1922 tarihinde Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne (Kızılay’a) bir mektup gönderilerek yardım istenmiştir.

Mektupta “Bu yerler pek eski zamanlardan beri Türk kabileleri Müslüman kavimlerinin oturağıdır. Hâl-i hazırda Tatar, Başkırt ve Kırgız Türk Müslüman kavimlerinden on iki milyon nüfusun açlık yüzünden ölümü beklemekte olduğu tahmin edilmektedir. Böyle ki İdil havzası ve Ural boylarında yaşayan Müslümanlar, Rusya açlarının en sefillerini teşkil ediyorlar. Hakikaten bu yerlerdeki İslâmların geçirmekte oldukları facialar Rusya açlığının en korkunç tablosunu teşkil ediyorlar.” ifadesi kullanılıyor. Ve Türkiye o yokluk, o savaş yılarında kardeşlerine yardım götürüyor.

Savaş bitecek; ama Ukrayna ile Rusya arasında kapanmayacak bir uçurum açılacak.

Putin! Eserinle övüne bilirsin!