«

»

Eyl 07

“İNŞALLAH BEN GELDİM”

“İNŞALLAH BEN GELDİM”

Nasrettin Hoca, bir iş planlamaya kalktığında hanımı ona “İnşallah de hoca” diye telkinde bulunur ama Hoca karısının bu uyarısına pek itibar etmezmiş…

Hoca, bir akşam üstü karısına seslenmiş: “Yarın güneş açarsa tarlaya, yağmur yağarsa oduna gideceğim…”

Hanımı Nasrettin Hoca’yı yine “İnşallah de” diye uyarmış… Hoca sinirlenmiş, “Yahu kadın, bu işin inşallahı maşallahı yok, hava ya kapalı olur, ya açık… Ben de ona göre ya tarlaya giderim veyahut da odun kesmeye…” demiş…

Hoca sabah uyanınca havanın kapalı olduğunu görmüş… Oduna gitmek için dağa doğru eşeğini sürmüş… Dağda odunlarını kesip eşeğe yükleyeceği sırada eşkıya başına dikilmiş…

“Filan köyü biliyor musun?” diye sormuş eşkıya… Hoca da “Biliyorum” deyince “Şimdi bizi oraya götüreceksin” demişler…

Hoca çaresiz… İtiraz da edemiyor… Dedikleri köyün yolu da uzak mı uzak… Hoca kaçmaya kalksa eşkıya onu perişan edecek… Mecburen onlarla birlikte dedikleri köye varıyor ama gün de akşam oluyor… Hoca perişan vaziyete, yarım gün süren yoldan yayan yapıldak geri yürüyüp sabaha ezanına doğru evin kapısını çalmış… Hanım kapıyı açmadan seslenmiş “Kim o ?                                                                                                                              Nasrettin Hoca canı çıkmış vaziyetten cevap vermiş: “Aç aç, inşallah ben geldim!..”