«

»

Eki 01

HÂTEM-İ TÂÎ

HÂTEM-İ TÂÎ

Hâtem-i Tâî ismini duymuşsunuzdur. Doğu edebiyatında cömertlik sembolü bir zat… Kendisine yöneltilen “Dünyada gıpta ettiğin, onun yerinde olmak istediğin birisi oldu mu?” şeklindeki bir soruya şu cevabı vermiştir:

“Bir gün kırk deve kestirerek halka büyük bir ziyafet vermiştim. İnsanlar yiyip içip eğleniyorlardı. Biz de kabile reisleriyle sahranın ilerisinde dolaşıyorduk. Orada, çalı çırpı toplayan birisi dikkatimi çekti. Ne yaptığını sordum. ‘Gördüğün gibi kırgı topluyorum. Bunları şehre götürüp satacağım. Sonra da bu parayla ekmek alıp yiyeceğim’ dedi. ‘Görmüyor musun, Hâtem-i Tâî’nin ziyafeti var, herkes yiyip içip eğleniyor, sen de git, karnını doyur. Niye bu sıkıntıyı çekiyorsun?’ dediğimde oduncu bana şu cevabı verdi: ‘Her kim kendi alın teriyle yer içerse Hâtem-i Tâî’nin minnetini çekmez’. Ben bu zatı himmet ve şerefini koruma hususunda kendimden daha yüksek gördüm ve onun yerinde olmak istedim.”

 

Alıntı