«

»

Şub 14

GERÇEKLER, LAFLA YOK EDİLEBİLİR Mİ?

GERÇEKLER, LAFLA YOK EDİLEBİLİR Mİ?

Bakan Kurum’un açıklamaları içerisinde çevre kirliliğinin en büyük tetikleyicisi olan plastik atıklarla ilgili sözleri var ki, doğa katliamının dehşet verici boyutlara ulaştığı bir ülkenin gerçekleriyle zerre kadar uyuşmuyor… Dedi ki Murat Kurum;

“Plastik poşetlerin ücretli hale getirilmesi neticesinde yüzde 77 oranında azalma sağlandı!.. 2019 yılında plastik poşetlerden 220 milyon lira kaynak geldi. Bizim çevre projelerimiz için 659 projeye 527 milyon destek sağladık.”

Bakan Kurum kendince iyi niyetli açıklamalar yapmış olabilir ama yazının sonunda onun plastikle ilgili açıklamalarını da çürüten 27 Nisan 2019 tarihli, “Paralı poşette hangi pislik saklanıyor” başlıklı yazımızın bir bölümünü anımsatmak yeterli olur;

“Greenpeace Doğu Asya’nın, ‘2016- 2018 dünya plastik atık ticareti verileri ve Çin’in yurtdışından atık ithalini yasaklamasının etkileri’ başlıklı raporunu duyuran BBC’ye göre, 2016 yılında geri kalmış ülkelere 12,5 milyon ton atık ihraç edilmiş… Türkiye’nin 2016 yılının başında aylık 4 bin ton olan atık ithalatı, 2018’in başında aylık 33 bin tona yükselmiş… Bu rezalete rağmen AKP iktidarı, plastik atık ithalatı konusunda ne yazık ki herhangi bir kısıtlama getirmedi… Ne yaptı peki hükümet?.. Cevabını herkes biliyor, milletle dalga geçercesine, sözde plastikle mücadele iddiasıyla marketlerdeki poşetleri paralı hale getirdi!..”

Bu bilgileri de anımsattıktan sonra sormak lazım; “rant”sal dönüşümün kentleri boğduğu, çarpık yapılaşmanın doğayı katlettiği, plansız yatırımların denizi ve ormanı tükettiği bir ülke, diğer yandan Avrupa’nın plastik atık çöplüğüne dönmüşken, sadece “millet bahçesi” göz boyamacılığı memleketi uyutmaktan öteye gider mi?..

Şehir ve çevre üzerine ahkâm kesenlerin tozpembe manzaraları, şehirleri, doğası, denizi tüketilen bir ülkede, siyaset takiyesinden başka bir anlam ifade etmiyor…

 

Alıntı: M Faraç