«

»

Oca 13

GAZİ SAYILMAYAN MEHMET ALİ GÖKÇE

GAZİ SAYILMAYAN MEHMET ALİ GÖKÇE

 

Gazi sayılmayan Mehmet Ali Gökçe diyor ki:

“5 Ocak 2017 İzmir Adliyesi’nde ne oldu birebir yaşadıklarımı anlatıyorum. Adliye önünde Fethi Abi ile birlikte ikimiz görevliydik. Fethi Abi 4387 kod ile motorlu görevli ben ise 4494 kod no ile yaya görevliydim.

O gün yağmurlu bir hava vardı sabahtan beraber kahvaltı yaptık ve daha sonra sabah park ihlali yapan tespit ettiğimiz araçların cezasını ben yazdım ve birlikte imza altına aldık. Adliye bulunduğu konum itibari ile çok önemliydi. Kesinlikle park ihlaline izin vermiyorduk.

O gün öğle yemeğini bile beraber yedik aynı tabildot iki kaşık bir yemek o gün diğer günlere göre farklı bir atmosfer vardı. O gün ki menü kıymalı patates yemeği pilav ve cacık vardı. Hatta Fethi Abi pilavı sen ye bende şeker var kıymalı patatesi ben yiyeyim demişti.

Fethi Abi, Adliye’de yaklaşık 8 yıldır aynı yerde çalışıyordu herkesi tanıyor herkes de onu tanırdı benim ise meslek hayatımın 7.Yılı adliyede ise 6 aydır çalışıyordum. Saat 15.00 civarları park yoğunluğu artmıştı ihlal yapan araçların fotoğraflarını çektik.

Fethi Abi Başsavcılık girişini ben ise Adliye C kapısında ihlallere tespit ettim ve ceza yazmak için nöbet kulübesine birlikte geçtik ve saat 16.00 da tekrar kulübeden dışarı çıktım orta refüjde bir araç park ederken etmemesi için uyarıda bulundum ve birkaç dakika sonra …

Nöbet kulübesine doğru hareket halindeydim, İZBAN tarafından adliye C kapısına doğru bomba yüklü araç geldi ve C kapısından çıkan çevik kuvvet polisine çarptı. Araç durur durmaz inip kaçmaya başladı. Ben teröristin peşinden koştum ve yakalamak üzereyken bomba patladı.

Patlamanın etkisi ile yere düştüm ve tekrar ayağa kalktım. Herkes bir yerlere koşuyordu. Patlama sonucu kulak zarlarım delindi, duyduğum tek ses çınlama sesiydi. Ellerim, yüzüm yandı, sağ ayağımı ise şarapnel parçalamıştı. Kasık bölgeme yakın iki ayrı yere şarapnel girdi.

Arabanın patlamasından dolayı her yerim yanmıştı ve duyduğum tek ses çınlama sesiydi. İnşaat önünde bulunan araçların arasına geçtim ve yere düştüm, tüm gücüm bitmişti artık. Ellerim çok yanıyordu, yerde su birikintisi vardı. Ellerimi ters çevirerek suda soğutmaya çalıştım.

O sırada ayağıma botun üst kısmından bir şey girdiği ve oradan kanadığını fark ettim. Havada iğrenç bir patlayıcı kokusu vardı ve bu koku üstüme sinmişti. Ellerim çok titriyordu. Yağmur yavaş yavaş yağmaya başlamıştı. Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz kalmıştım.

Fethi Abi C kapısı girişinde havaya ateş ederken, jandarma arabasının orada ateş eden haini gördü ve gözünü kırpmadan teröristlerin üstüne gitti. Ancak bomba yüklü araçtan inen teröristi bilmediği için o kaldırımdan Fethi Abi yoldan birlikte jandarma arabasına doğru koştular.

Ben yanımdan geçen haini yakalamak için araçların arasından tekrar ayağa kalktım ancak ağır yararlandığım için 2-3 saniye ayakta kalabildim. Tekrar yere düştüm gözümü açtığımda hastanedeydim. Yaklaşık 60 gün hastanede yattım, 11 ay raporlu kaldım.

 

Bu fotoğraf 5 Ocak 2017 tarihinde hastanede ameliyattan çıktıktan sonra çekilen ilk fotoğrafım ve ben “Gazi” sayılmadım. Tek isteğim gazilik madalyasını göğsüme takmak.

Ve bugün aynı saldırı olsa, o gün ne yaptıysam bu vatan için daha fazlasını yapmaya hazırım. Bu vatan için ölünür ancak yaralanılmazmış. Beni bu süreçte yalnız bırakan herkese çok teşekkür ederim, saygı ve sevgilerimle …”

Mehmet Ali Gökçe ekliyor: “Saldırıdan sonra 4-5 gün ziyaretime geldiler, sonra hatırlayan olmadı, insan ellerini saklar mı, ben yazın bile eldiven takıyorum. Şu an ellerimi kullanmakta ve ayakta durmakta zorlanıyorum. SGK’ya göre ‘Gazi’ değilim, yazık, gerçekten çok yazık.”

 

Alıntı